GAP Tarım Kongresi’ndeki konferansım nedeniyle geçen hafta sonu Şanlıurfa’da idim. Harran Üniversitesi Kampüsü beklenenin ötesinde harika bir yer.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Emine Çıkman tam bir gönül insanı; azimli ve kararlı Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Aydemir ise mağduriyet görmüş yılmamış ve karşılığını Dekan olarak almış tam bir adam.
Gala yemeğine eşlik eden Bayan Vali Yardımcısı Aylin Kırcı Duman Hanımefendi’yi klasik devlet adamı ötesinde samimiyeti ile fark edilen esprili bir hanımefendi. Gala yemeğinde icra edilen sıra gecesi üzerine yöresel Lebeni çorbası, çiğ köfte ve Şıllık tatlısı iyi gitti.
*****
Şehrin dar ve eski sokaklara girdim ve farklı boyutlarıyla gördüm. Halen el ile bakır ve gümüş işleyen, körükle demiri kızartıp döven, çelikten el işi aletler yapan ustaların, küçük dükkânlarda yöresel yemekler yapan, sarı-kehribar renkli tütün satan, küçük oturaklarda çay içen, tabakalarda tütün saran esnafın arasına girdim; misafirleri oldum, çaylarını içtim, sohbet ettim.
Işıl ışıl, parlak, el işlemeli boncuklu kumaşların satıldığı bir dükkâna giriyorum. Dükkân emanetçisi Arap asıllı Abdulkadir 40 yaşında, aynı zamanda çiftçi ve Harran’da oturuyor.
Konya’dan geldiğimi öğrenince gülüyor. Şanlıurfa’da okurken kendisine çarpan arabanın sahibinin oğluna, Konyalı bir kızımızın nasıl gelin gittiğini ve “alın yazısının bir kazayla nasıl başladığını” anlatıyor.
“Çayımız çok özel, içmeden bırakmam” diyor. Sattığı rengârenk ve pırıltılı kumaşların “nereden geldiğini ve ne için kullanıldığını” soruyorum. “Tamamı Çin’den” diyor. “Canlı renkli, işlemeli kumaşları 40 yaşına kadar genç bayanlar, mat renkli kumaşları yaşlı bayanlar giyer”
-Kaç çocuk var?
-TAM DOKUZ, EN KÜÇÜĞÜ İKİ AYLIK, öyle güzel ki, akşam eve gelince kızlarım kollarımda yatıyor.
-Eşin kaç yaşında?
-35, 15 yıllık evliyiz, ortalama 1,5 yılda 1 çocuk.
Ne denir ki, sağlık ve mutluluk dilemekten başka.
***
Şanlıurfa huzurlu, sıcak insanların bulunduğu tarih ve kültür dolu, hızla gelişen, tarımda kendinden söz ettirmekle birlikte turizmde hak ettiği yeri alamamış bir yer. Bunu Şanlıurfa ve Konya’yı benzer yönleri olan Marakeş şehrini ile mukayese etmek gerek.
İki hafta evvel ziyaret ettiğim Fas-Marakeş şehrine göre daha fazla avantajlara sahip olduğu halde bu güzel beldemiz yeterince turist almıyor. Yılda 10 milyon turist alan MARAKEŞ kendini iyi tanıtmış, güzel Şanlıurfa ve Konya’mız bu konuda geri kalmış durumda.
Konumu, yemekleri, kültürü, emniyeti ile öne çıkan Şanlıurfa ve Konya için yapılması gereken, inanç turizmi, folkloru, tarihi mirası, mimarisi, sanatı ve insan yapısı ile iyi tanıtılmaya ihtiyacı var gibi geliyor bana.
GAP ve KOP Bölgesi’nin başkentlerine ve güzel insanına selam olsun.