Kar yağıyor ince ince,
Toprak doyar eriyince.
Mevla nimeti verince,
Bin bir şekilde veriyor.
Her yer beyaza büründü.
Bahçe kartpostala döndü.
Ufukta masal göründü,
Dedem Korkut’tan geliyor.
Yer-gök masal anlatıyor.
Dev hangi dağda yatıyor?
Şu Keloğlan ne yapıyor?
Sahneyi sorular alıyor.
Nerde kaldı kelebekler?
Göklerden mi gelecekler?
Kaf Dağını mı beklerler?
Nineler hepsini biliyor.
Hayatın kriz masası,
Dünyanın derdi, tasası,
Curcunası, kumkuması,
Hepsi dışarda kalıyor.
Kaf Dağı’nın ardına bak,
Kara kışın örtüsü ak.
Dünyanın gamını bırak,
Kış bile Bahar oluyor.
Yıllar yılları kovalar,
Yaşlılık kapıyı çalar,
Hayaller maziye dalar,
Masal gibi gün doluyor.
Ete, kemiğe büründün.
Yeteri kadar göründün.
Yaklaşanı sen de gördün.
Yaklaşan seni buluyor.
Bir varmış, bir yokmuş derler,
Seni unutur giderler.
Gitmeye devam ederler,
Sınavdan çıkan gidiyor.