İbrahim Tatlıses’in meşhur “Mavi, mavi masmavi” şarkısını bilirsiniz. Mavi rengi hiç bu kadar seveceğimizi, hiç bu kadar özleyeceğimizi, hiç bu kadar hedefimize koyacağımızı kim bilebilirdi ki…
Virüsün mutasyonlusuyla birlikte alt üst ettiği, karıştırdığı, kendini toparlamasına imkan ve fırsat vermediği şehrimiz risk haritasında, hiç beklenmeyen ve arzu edilmeyen bir yerde.
Öyle olunca da, Mart başı için kurmuş olduğu ne kadar hayal varsa tamamı şimdilik kaydıyla suya düştü.
Şehrimiz yeni normalin bu ilk günlerinde kırmızı değil, kıpkırmızı olan illerden biri!
Hedefimiz mavi! Ancak maviye gelinceye kadar, arada turuncu var, sarı var.
Konya, yasaklara, kurallara uymayan, uymamakta inat eden illerden biri oldu ne yazık ki…
İç Anadolu’nun Karadeniz illerinden biriymiş gibi davrandı! Maske kolunda, alnında, cebinde, çenesinin altında çantasında, masasındaydı…Sosyal mesafe konusunda da az dalga geçmedi…
Kaç metre olması lazım, neyle ölçecekler filan diye işi gırgır şamataya boğanlar çoktu.
Sonunda işte böyle oldu!
Kat edeceğimiz yol kısa değil…Biz çok yüksek riskli illerin arasındayız!
Neresi mi o iller?
İlimiz Konya ile birlikte, Edirne, Balıkesir, Sakarya, Burdur, Aksaray, Osmaniye, Adıyaman, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon ve Rize.
Dört kategoriye ayrılan ülkemizde, turuncu renk yüksek riskli illeri, sarı renk orta riskli illeri ve mavi renkte düşük riskli illeri gösteriyor...
Şehrimizin hedefi mavi renk içerisinde yer almak!
Yani, Uşak, Şanlıurfa, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Bitlis, Batman, Mardin, Siirt, Şırnak, Hakkari, Van, Ağrı ve Iğdır illerinin arasına girebilmek!
Mavi renge baktığımızda, Ege Bölgesinde sadece Uşak var. Doğu ve Güneydoğu illerimizde ise mavi renk hakim!
Ne Karadeniz’de, ne İç Anadolu’da, ne Marmara’da, ne de Akdeniz’de mavi renkli tek bir ilimiz yok!
*****
Konya çok yüksek riskli illerden biri olunca, Restoran, kafe, tatlıcı, çay bahçesi halı saha ve yüzme havuzu gibi işletmelerini diğer risk gruplarına giren diğer illerde olduğu gibi yüzde 50 oranında açamadı!
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın açıklamasında yer verdiği gibi, normalleşme sürecinin iyi değerlendirilmesi, kurallara daha fazla uyulması ve morallerin bozulmadan virüsten uzak durulması, kurallara uyulması, kırmızı rengin önce turuncuya, sonra sarıya ve en sonra da hedef olarak tespit edilen maviye dönmesi.
“Hedefimiz mavi” diyen Başkan Altay, bugün yeniden başlayalım derken, birlikte başarabiliriz derken önemli bir noktayı işaret ediyor!
Bu şehirde her neyi başaracaksak bir ve beraber olarak başaracağız.
Konya içerisinde bulunduğu çok yüksek riskli illerin arasında, risk rengi bir alt gruba yani turuncuya dönebilme ihtimali en yakın illerden birisi. Karadeniz illerine göre çok daha iyi durumda…
Bu görüntüyü değiştirmek ise yine bizim elimizde…
*****
Biz istersek, çabalarsak, el ele verirsek Mart ayı içerisinde ilk aşamada, kırmızı olan renk turuncu olabilir. Turuncu demek, normalleşmeye döndük demek!
Ancak çok daha fazla dikkatli olmamız gerekiyor.
Dükkanın kapısında bir yazı;
“Maskesiz girilmez!” Allah’tan öyle yazıyor!
Dükkandan birileri çıkıyor, birde bakıyorsunuz ki, maske namevcut, yani yok, takmamış arkadaşlar!
Nasıl girildiyse, öyle çıkılıyor. Girerken de maske yok, çıkarken de…
Parklarda yer alan oturma gruplarında oturanlara bakıyorsunuz!
Mesafe sıfır!
Maske çene altında, sigara içenler koyu bir sohbete dalmışlar!
Ne zaman?
Dün! Rengimizin risk haritasında kıpkırmızıya döndüğü, yasaklara aynen devam denilen günün öğleye doğru bir zaman aralığında…
Mavi elbette hedefimiz olur olmasına da, maskesiz girilmez denen yerlere maskeli girdiğimizde ve maskeli dışarı çıktığımızda!
*****
Bu konuda gösterilecek hassasiyet sadece Başkan Altay’ın yapmış olduğu açıklamasıyla kalmamalı…
Sızlananlar, neden böyle oluyor diyenler, neden biz böyle davranıyoruz, neden kurallara uymuyoruz, neden, hiç aldırış etmiyoruz diye öncelikle kendine sormalı.
Bu şehrin dinamikleri eğer kış uykusuna yatmadıysa, esnemeye, gerinmeye devam etmiyorsa!
Ne acelesi var demiyorsa!
Bir ara bakarız, öldüler mi arkadaş, bu kadar beklediler, az daha beklesinler diye ekabir-ekabir takılmıyorsa,
Hâlâ silkinmiyor, kendine gelmiyor, kendini toparlamıyorsa,
Bu şehrin işi var demektir!
Çok yüksek risk grubundan çıkmanın yolu, acil eylem planı misali bir planın devreye sokulmasıyla mümkün.
Sivil Toplum Kuruluşları, Odalar, kurumlar vakit geçirmeden, üyelerini uyarmalı, kendi içerisinde denetim mekanizmalarını çalıştırmalı ve bu işe hemen başlamalı…Bu işin en mağduru biziz diyen sektörler ise bunun öncülüğü için biz hazırız demeli! Eğer lafla olacaksa, değil maviye, turuncuya bile dönmek için çok bekleriz!
*****
Ortak akıl dediğimiz nokta var ya, ortak akıl bize bu konuda lazım. Bizim başaramadığımız, birbirimizi dinlememek!
O meşhur fikri olanın fikrini söylemesi meselesi var ya, o da şimdi lazım!
Çünkü bu mesele şehrin ortak meselesi…Herkesi ilgilendiriyor.
Çok yüksek risk altında maviye ulaşacağız, şehrimizi kurtaracağız diyemeyenlerin, bu konuda parmağını bile kıpırdatmayanların yüzünden, bu şehir daha aylarca bu riski taşımaya devam eder.
Zaten işin vahameti kavranmış olsaydı, insanlar “laylaylom” davranmazlardı.
İlgili kurumlar, kuruluşlar, STK’lar üyelerini uyaran mesajlar yayınlar, teyakkuzda olurlardı.
Sen bunların hiçbirini yapma, maske takma, mesafeye uyma, uyarma, darılma, gönül koyma, hiçbir şey olmaz demeye devam et!
Geldiğimiz nokta, kırmızı nokta…Şehrimizin kırmızı çizgisi bu olmamalıydı!
Şehrimiz bu konuda gerekli hassasiyetleri göstermediği için sınıfta kalmamalıydı…
İnsan ne ettiyse kendine eder derler ya…Kendimize etmekle kalmadık, şehrimizi de zor durumlara düşürdük! Kendi elini kolunu, yolunu bağlayanlara ne yapsın şehir? Kendi eliyle, kendi haritasını kırmızıya boyamakta tereddüt etmeyenlere ne desin şehir?
Kendim ettim, kendim buldum demeyenler, biz ne yaptık ki diyorlar!
Ne yapmadınız ki…
*****
İnanın, bize ne turuncu uzak, ne sarı, nede mavi…İstersek, inanırsak, azmedersek, el ele verirsek, bir ve beraber olursak, maviye ulaşmak zor değil.
Zaman birbirimizi suçlama, sen yaptın, ben yapmadım deme zamanı değil! Ayağa kalkma, kalkmayanın elinden tutma, kalkarken hep birlikte kalkmayı başarabilme zamanı. Hep beraber kalkamazsak, bu işin içinden çıkma şansımızın olmayacağı meydanda!
Hayalimiz mavi, umudumuz mavi, Kavlimiz kararımız mavi, niyetimiz mavi, hedefimiz mavi olsun! Şehrimiz bir an önce bu risklerden kurtulsun!