Efendim, seçim sürecinde bulunduğumuz şu mübarek günlerde, hangi kesimden (siyasi görüşten, ideolojiden, inanç sisteminden veya sistemsizliğinden) olursa olsun, insana yaraşan genel ahlak kuralları vardır ve bu kuralları herkes, her olay karşısında ahlaka yakışan şekilde uygulamalıdır.
Bu genel ahlak kuralını, bırakın iki karşıt görüşte olan insan arasında uygulamayı, farklı inanç sitemine sahip kimseler arasında da geçerlilik bulmalıdır. Hatta karşıt grupların keskin muhalefetinde bile azıcık insan ve hukuk bilgisine sahip olan herkes ve her kurum muhalefetlerde ara bulucu olmalıdır.
Dünyanın birçok ülkesinde topluma kötü örnekler oluşturan, toplum düzenin bozan aykırı haberleri, özellikle de çocukları korumak amacına yönelik olarak vermek yasaktır. Bizde hiç de öyle değil. Muhalefetin bunca yayın yasağı çığırtkanlığına rağmen, her kesimden medya organları, sanki ve özellikle de kötü örnek oluşturan haberleri seçerek ballandıra, ballandıra vermekte bir sakınca görmemektedir. Üstelik yayın yasağı var diye şikâyet etmekteler. Dünyada, insanına, toplumuna, örgütlerine ve de muhalefetine bu kadar özgürlük alanı bırakan bir ülke bulamazsınız. Merak eden araştırsın. Örnek ülke bizim sol kesimin çoğu zaman örnek verdiği İSVEÇ ve İsveç doğru yapıyor.
Ülkemden çarpıcı bir örneği burada sizlerle paylaşmak istedim. Muhalefetin “toplumu ayrımcılıktan şikâyet ettiği ayrımcılığa, eğitimden şikâyet ettiği eğitimcilere, ahlaktan şikâyet ettiği ahlaksızlığa ve KUTUPLAŞMAYA kadar götüren bir konuyu, aktararak paylaşmak istedim.
Haberin kaynağı: birçok yayın organıyla beraber Sözcü Gazetesi.
Haber başlığı: MEHTER MARŞIYLA GELDİ, İZMİR MARŞIYLA GİTTİ. Haber şöyle başlıyor:
“İzmir’in köklü okullarından İzmir Atatürk Lisesi’nde 13 Mayıs Pazar günü gerçekleşen 12. sınıfların mezuniyet törenindeki kep atma etkinliği esnasında, öğrenciler geleneksel olarak 10. Yıl Marşı ve İzmir Marşı’nı okumak istedi. Fakat okul müdürü Selamettin Demirhan, siyasi içerikli iddiasıyla İzmir Marşı’nı programdan çıkarttı”. Haberin verilme şekli sinir bozucuydu.
Her şeyden evvel, muhtevası ne olursa olsun, bir eğitimciyi, ideolojik bir yargılama ile, İzmir Marşının yanına Mehter Marşı ibaresini ekleyerek linç etmesi hazmedilir değil. Öğrencilerin veya velilerin, okul müdürünün kuralları çalıştırma isteğinin protesto ile karşılanmasını, bu gazete tarafından hoş gösterme isteği ve karşısına Mehter Marşını koyması ne kadar ahlakidir, soralım.
Behey sahte Atatürkçü (Kemalist) ve laikçi yobazlar, şunu iyi biliniz ki, İzmir Marşı da, Mehter marşı da bu milletin tarihinden, ta yüreğinden gelerek söylenir. Her ikisi de bu milletin öz malıdır. Çağdaşlık jargonu ile özdeşleştirilen İzmir Marşını, bir ideolojinin, CHP ve yandaşı partililerin malıymış gibi gösterme isteğiniz ne haddinize ki, masum gençlerin zihnine bir marştan ziyade, bir kutuplaşma eylemi olarak sokmaya çalışırsınız.
Haberin devamında “MUSTAFA KEMAL SLOGANINI ENGELLEMEK İSTEDİ” ile de kışkırtıcılığa devam ediliyor. Müdürün engellemeye çalıştığı zannederim “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı ki bunu istismara kalkışarak, Kemalizm’e sığınarak, halka dayatma gayreti içindesiniz. Bu ülkenin 80 milyonu, İstiklal Harbinin sembolü, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal’in askeri olmaktan gurur duyar.
Yeter artık, bu milleti şucu, bucu diye ayrıştırmaya çalışma isteğinizden vazgeçin. İktidara karşı çıkılması veya iktidarın muhalefete karşı çıkması hoş karşılanabilir, ancak bunu yaparken ideolojik kutuplaşmalara, devamında çatışmalara gidecek çarpıtmalardan vazgeçmesini bilmek gerekir.
Kişiliğini ve ideolojik yapılanması henüz başında olan tüm çocuklar bizim geleceğimizdir. Onlarla kendi sapkın çıkarlarınız için oynamayınız, İzmir’i de bu tür zıtlaşmanın merkezi gibi göstermekten vazgeçin. Böyle çıkışlar ne ülkeme, ne eğitime, ne de gençliğe fayda sağlar, ancak zarar verir.
Bunu böyle bilesiniz ve bu gençliğin önünde saygıyla eğilesiniz, eğilmeliyiz de!