Tabiat ile mekânların iç içe girme zamanı,
Bahar ve yaz aylarında zirve yapmakta.
Tabiatta çiçeklerin açmasıyla,
Düşüncelerimizde de fikir çiçekleri açmakta.
Böylece;
İmkânı olan insanlar tabiata koşuyorlar.
Özellikle sitelerde yaşayanlar için bu imkân sınırlı olmaktadır.
Ancak son zamanlarda cam balkonların kapanma süreciyle, pandemi döneminde balkonların önem kazanmasıyla buralarda saksı tipi bitkilerin kullanılması, balkonları adeta evin 2. salonu yapmıştır.
Müstakil evlerde tabiatla iç içe yaşamak biraz daha kolaydır.
Bahçeli evlerin tasarımında ve uygulamada taş, ahşap ve cam kullanmalı,
Bahçe manzarasını kesen malzemelerden uzak durmalı,
Terasa açılan basamakların yüksek kotundan kaçınılmalı,
Direk bahçeyle irtibat sağlanmalıdır.
Mekânlarda neden bitki kullanmalıyız?
*Tabiattan uzak kalmamak ve şehir hayatının stresinden uzaklaşmak için,
*Bitkileri evcilleştirip, tabiatla mekânları bütünleştirerek doğayı ev içine almak için,
*Bazen çiçek açıp bazen solarak bazen meyve vererek bazen vermeyerek bitkilerle iletişime geçip onların hikâyelerini dinlemek için,
*Zihinlerin dinlenmesini sağladığı için.
*Büyük boy bitkiler mekânlarda hem yönlendirme, hemde vurgu yapar.
*Boş mekânları bina içeresinde bitki ile doldurmak anlam kazandırır.
*İç mekânlarda kullanılan malzemelerle renk ve doku geçişleri olur.
*Tozu, gürültüyü filtre etme özellikleri vardır.
*İç mekânda tropikal etki oluşturur.
*Bulunduğu coğrafyanın bitki kültürünün geçmişini geleceğe miras olarak taşımak için ve bu kültürden kopmamak için.
*Bitkilerle uğraşmak bir terapidir.
*Tek tip ağacın yanında bitki kullanımı tabiatın esnekliğini, direncini kırar.
*Yaratıcının ne kadar güçlü olduğunu tefekkür ettirir.
Bitkilerin hepsinin neredeyse bir hikayesi var.
Bazı bitkilerin insanlara verdiği mesajlar:
Sukulentler suyu vücudunda tutup zahmetsiz büyürler, bazı insanlar mücadeleci ruhunu enerjisini kendinden alır.
Latin çiçeği, görünümü güzeldir ve etrafındaki sebzeleri zararlı böceklerden korur, yaprakları salatalarda kullanılır, güzel ahlaklı insanları temsil eder.
Karahindiba: Teslimiyeti temsil eder.
Gül: Her insanın iyi kötü huyları vardır; iyi yönünü görmek, dikenine takılmamak gerekir. Dostluklar gül gibidir yaprağı ve dikeni ile.
Kırmızı, sarı, beyaz pembe güller: Kimi masumiyeti, kimi sevgiyi,
Anemon: Gençliği
Mor glayöl: İnancı,
Nilüfer: Mutluluğu,
Beyaz lale: Saflık temizliği,
Papatya: Bolluk ve sıhhati,
Menekşe: Alçak gönüllüğü
Beyaz krizantem: Sadakati,
Sümbül: Sonsuz sevgi ve bağlılığı temsil eder.
Bir öneri; belediyeler kesintisiz her yıl teşvik amacıyla en güzel balkon, cami bahçeleri, kamusal alanlar, site bahçeleri, villa bahçeleri yarışmaları düzenlemeli.
Beton binalara çiçek ismi koymaktan, oda parfümü kullanmaktan ziyade toprağa dokunarak, tabiatı taklit ederek, bu işi sevenlerle bitki bilgi takası yaparak, işe başlanabilir veya bitki sevgisi daha da geliştirilebilir.
Doğaya bakıp, onun sesini dinleyip, doğaya uygun şekillenme ile evlerimizi, bahçelerimizi, mekânlarımızı yaparsak, bilinçaltında bu güzel düşünceleri sürekli sulamakla, nemli tutmakla çok kısa sürede bu fikirler filizlenip yeşerir. Bunu başarabildiğimiz gün etrafa bakmaktan mutlu olacağımız gün gelmiştir.
Sağlıcakla kalın