Çok şükür bugün yine yazılması gereken pek çok gündem maddemiz var. Bu arada farkındasınız değil mi Konya’nın yazı bitti? Dün sabah 8 sularında türbe önünde idim. Yabancıların dışında herkes üzerlerine kışlık bir şeyler almışlardı. Her mevsimden dahası sıcaktan da soğuktan da mutlu olurum. Çünkü o sıcağa da soğuğa da şükretmemiz gerekir. Yeter ki sağ, sağlıklı ve hür olalım. Gerisi nasıl olsa gelip geçiyor.
Önce başta Sağlık İl Müdürlüğü ve Beyhekim Hastanesi Müdürlüğü olmak üzere sağlık teşkilatımızın duyarlı yöneticilerine teşekkür ederiz. Dün de belirttik bu iş zaten şehrin en yüksek makamından hukuka kadar yansımış durumda. Söz konusu doktor bey de şikayetçi hasta yakınından davacı olmuş. Biz de sizler gibi bekleyip hukukun verdiği neticeyi paylaşacağız. Yani kim haklı kim haksız bizi ilgilendirmez biz sadece şehrin sahipsiz olmadığının altını çizdik.
BUNLAR DİLENCİ DEĞİL
ÇETENİN MASUM ÇOCUKLARI
Bu fotoğraf karesini de dün öğle saatlerine doğru elimin boşluğunda penceremden uçurtma uçururken (!) çektim.
Bir kız bir erkek yavrumuz ellerinde kirli bir bezle Jandarmanın camını silip para istiyorlar. İki araç yanında ise polis otosu var. Tekrar söylüyorum burası şehrin göbeği. Allah rızası için söyleyin bu çocuklardan ziyade bu çocukları bu duruma sokanlar resmen suçlu. Ama inanın bu konudaki sorumlular tribünde maç seyreden çekirdekçi sporseverler gibi sadece seyrediyorlar. Günahlarını almak istemiyorum ama belki onlardan da yardım isteyenler vardır. Allah rızası için ne olur bu çocukları kurtarın. Böyle yetişen çocuklar yarın ne yapmazlar ki?
Şimdi aklıma geldi. Hafta sonu Büyükşehir Belediyesinin yanındaki otoparkın içinden yürüyerek geçiyorum. Delikanlı bir genç yaklaştı. “Selçuk Üniversitesinde okuyorum. Kayıt yenilemek için geldim. El kartımı dolduracağım. Bir iki lira verebilir misin?” demez mi?…
Delikanlının çorapsız ayakkabısına (entel yaa) ayak bileğine yapışmış dar pantolonuna baktım korktum. Eğer bu gence para vermez iseniz hele hele bir salaklık yapar terslerseniz örneği İstanbul’da olduğu gibi vallahi adamı keserler. (Kesiyorlar da zaten değil mi?)
Biz aile boyu yollarda dilenenleri dile getirdikçe birileri sanıyorlar ki biz bu çocukların kızların düşmanıyız. Yahu bu minikler için bu günler oyun günleri. Esas sıkıntı 20 sene sonra. Buraları göremiyor musunuz?
Bunun vebali çok ağır beyler çoooook ağır.
SGK’NIN YENİ BİNASINDAN
Geçtiğimiz haftadan buyana yazmam gereken bir başka konuda Ankara yoluna taşınan SGK’nın yeni binasından. Burada görevli dostlarımızdan yeni bina ile ilgili çok şikayet geliyor. Çeşmelerinden, tuvaletlerinden, klimalarından vb…
Bir de buradaki personel çok dikkatli ve hassas ya. Bizi arayıp bize soruyorlar “Bu bina bu hali ile nasıl teslim alındı?”
………….
OKULLARDAKİ ZİLLER
Bir velimiz dün dikkatini çeken bir konuyu bizimle paylaşıyordu;
“Konya’da geçtiğimiz yıl nisan ayında alınan karar ile okullarda ziller susmuştu. Malum yeni İl Milli Eğitim Müdürüm Seyit Ali Büyük Bey’in ilk icraatı olarak o günlerde oldukça da ses getiren bu uygulamadaki amaç da Sayın Müdür tarafından, “Okul zillerimiz susuyor. Çünkü çocuklarımızın zamanın öneminin farkında olmasını ve onu yönetmeyi okulda öğrenmelerini, çocuklarımızın öğretmenlerimizden ‘iyi dersleri duymalarını, hasta, yaşlı ve çocukların daha mutlu olmalarını istiyoruz" şeklinde özetlenmişti.
Bugün ise iki farklı uygulama söz konusu.
X okulunda ziller çalmıyor ama Y okulunda zil uygulaması devam ediyor.
Bu da haklı olarak velilerimizin tepkisine yol açıyor. Lütfen eğitimde en azından bu tür uygulamalarda birliği yakalayalım.”
…………….
Hep diyorum Konya Milli eğitimi, sağlık gibi başlarındaki hassas duyarlı yöneticileri sayesinde eksiklikler, aksaklıklar olsa da eninde sonunda belirli bir çizgiye gelecek. Ben şahsen buna inanıyorum. Bu velimize biraz daha sabır diyorum.
MERAM’DA BİR AK PARTİLİ
Bize güvenen inanan bir büyüğümüz o kadar dolmuş o kadar dolmuş ve efkârlanmış ki en sonunda dayanamamış samimiyetimize güvenerek döşenmiş. Abimizin her yazdığını, özel dediklerini buradan yazmıyoruz. Ama genel durum şöyle;
“Merhaba Uğur Bey; bu yazıyı yazma konusunda kararsız kaldım.
Ama sonunda yazma konusunda karar aldım.
2002 yılında AK Parti’yle siyasete başladım.
Sonra aktif olarak görev alarak bizzat partinin içinde yer aldım. Bizlerin de hatalarımız oldu mu? Oldu. Bunları da bile bile kendi menfaatlerimiz için ne yazık ki yaptık.
İnanın şimdi bin pişmanlık yaşıyorum.
Neden mi çünkü parti elden gidiyor.
Vekillere seslenmiyorum. Oysa Reis’in sözü hep halkın içinde olun demişti. Hani nerede vekiller, seçimden seçime… Ne yazık ki bu hep böyle oldu.
Meram’da oturuyorum. Yerel yönetimde de değişen bir şey yok. O koltuğa oturanın hava cıvasından geçilmiyor. Fatma Başkan dediler milleti düşman ettiler. Bu işler ekip ruhuyla yapılmaz mı kardeşim?
Meram’da yapılan tüm olumsuzluklar Kavuş Başkan’ı bulacak başkasını bulmaz.
Buradan Kavuş Başkan’a seslenmek istiyorum.
Zaman geçiyor Başkan 5 yıl su gibi geçer gider son pişmanlık fayda etmez. Millet koltuk sevdasına düşmüş Meram sevdası kalmamış.
Fatma Hanım kötüydü neden bakanlıkta görev verdiniz?…
Karatay’da sıkıntı yokken kanını tazeledi. Selçuklu öyle, Büyükşehir desen toptan değiştirdi.
Konya’nın onu geç Ankara’nın sıkıntısı Meram’dı neden sessiz (Yoksa Uğur Başkan’ın talimatı mı bu, sen değiştirme dediği). Böyle dediyse en büyük kötülüğü yapmış. Ya Reis bile her seçimde yönetimini değiştiriyor.
Meram’ın kaderi bu Uğur’um.
Değişen ve değişecek bir şey yok. Kavuş kardeşim kendisine zarar veriyor farkında değil. Seçim geçeli 7 ay oldu Meram’da ne değişti?
Meram’a artık Kurtlar Vadisi diyorum. Kavuş kardeşimin gizli saklısı kalmadı biz bilmiyoruz Fatma Hanım biliyor. Ne de olsa zamanında iki sekreter verdi maşallah kimsede yok. Reis’in danışmanı yakışıklı desen günlük yanında. Ah ah Meramım ne çilekeş Meram’mış ...
Ne yazık ki Kavuş’tan habersiz olduğu tahmin ettiğim mobingler devam ediyormuş. Ve eski mobinge uğrayanların da mağduriyeti giderilmemiş. Sağda solda atıl bir vaziyette bankamatik memuru olmaya devam ediyorlarmış. Yazık Meram’ın vakti yok ama yine gitti gidiyor...
………….
Ben hiçbir şey bilmem, partili büyüklerimiz ve siyasiler bilir diyelim ve hayırlısı ile bugüne noktayı koyalım.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Menfaat sandalye gibidir. Ayağının altına alırsan yükselirsin başının üstüne alırsan ezilirsin.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Düğün yemeklerinde masada yemek yiyenlerin tepesine dikilmediğimiz zaman ve artık pilavı yemek yediğimiz kaşıkla diğer pilavın üstüne sıyırmadığımızda! daha iyi ADAM oluruz.