Merhamet

Muhammed Ali Okutan

Bismillâhirrahmânirrahim.

Sözlükte “acımak, şefkat göstermek” anlamında masdar, “acıma duygusu, bu duygunun etkisiyle yapılan iyilik, lütuf” anlamında isim olarak kullanılan merhamet ve aynı manadaki rahmet kelimeleri öncelikle Allah’ın bütün yaratılmışlara yönelik lütuf ve ihsanlarını ifade etmektedir. Bunun yanında insanlarda bulunan, onları hemcinslerinin ve diğer canlıların sıkıntıları karşısında duyarlı olmaya ve yardım etmeye sevk eden acıma duygusunu belirtmektedir.

Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri Kur’an-ı Kerimde; “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin ki ilâhî rahmete erişesiniz.”( Âl-i İmrân Suresi 132. Ayet) buyurmaktadır. Allah Teâlâ Hazretlerinin geniş rahmetini anlatmaya bir beşerin gücünün yetmeyeceği gibi bütün anlatılanlarda noksan kalacaktır.

İnsanlar arasındaki merhametin sınırlarına bakacak olursak yine yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde; “Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler.”( Fetih Suresi 29. Ayet) buyurmaktadır. Bu Ayet-i Kerime biz inananlar için bir miyardır. Bizler Müslüman kardeşlerimize her zaman bu kabilden bakmak mecburiyetindeyiz. Allah Teâlâ bu ayette “onun yanındakiler” lafzı ile sahabe efendilerimize işaret etmektedir. Şayet bizler sahabe efendilerimiz ile aynı cennete gitmek istiyorsak, din kardeşimize her daim merhametli ve şefkatli davranmak mecburiyetindeyiz.

Sevgili Peygamberimiz aleyhisselatü vesselam bir Hadisi Şerifinde şöyle buyurmaktadır; “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66). Bu Hadisi şeriften de anlaşılacağı üzere sadece merhametli davranmak değil, kardeşimizin derdiyle dertlenmekte aynı zamanda bizlerin vazifeleri arasındadır.

Bugün bizler kardeşlerimize merhametten yoksun haldeyiz. Evimizden dışarıya çıkmamıza dahi gerek yok. Anne baba çocuğuna karşı merhametli değil. Çocuklarımız kendi aralarında birbirine merhametli değil. Çalıştığımız ortamlarda iş arkadaşlarımıza karşı merhametli değiliz.

Burada anlatmak istediğim, -belki bu saydığımız bireyler arasında merhamet ve şefkat mevcuttur.- Anlatmaya çalıştığım merhamet sadece insanlara, eşimize, komşumuza ve çocuklarımıza iyi davranmaktan ibaret değildir. Gerçek merhamet sahibi insan kardeşinin, eşinin, dostunun ve yakınlarının cehenneme gitmesini istemeyen kişidir. Kardeşini cehenneme götürecek söz ve davranıştan engelleyen kimsedir.

Yüce Rabbimiz Peygamber Efendimiz aleyhisselatü vesselamı insanlığa ne için gönderdiğini bizlere şöyle haber vermektedir; "Ey Peygamber! Biz seni, bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı, Allah'ın izniyle Allah'a davet eden bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak gönderdik." (Ahzâb, 33/45-46).

Diğer bir Ayet-i Kerimede ise; "Biz seni başka bir maksatla değil, âlemlere rahmet olmak üzere gönderdik." (Enbiyâ, 31/107) buyurarak Efendimiz aleyhisselatü vesselamın tebliğ görevinin insanlık için bir rahmet ve merhamet olduğunu bizlere bildirmektedir.

Bizler bugün Efendimiz aleyhisselatü vesselamdan feyz alarak aynı merhameti başta Müslüman kardeşlerimize sonrasında yine İslam ile şereflenmeleri maksadı ile bütün insanlara göstermeliyiz.

Merhamet kıl ben garîb âvâreye

Mücrimim rahm eyle yüzü kareye

Şefkat etmek bî-kes ü bî-çâreye

Âdetindir yâ Resûlallâh senin (Nasûhî)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.