Sivas'tan gelen yürek burkan haber, bir yavru kedinin trafik kazasında hayatını kaybetmesi ve diğer kedinin ise arkadaşının başında bekleyen umut dolu bakışlarıydı.
Bu olay, sadece bir hayvanın ölümü değil, aynı zamanda insanlık hali hakkında derin düşüncelere sevk ediyor.
Haber sosyal medya ve haber sitelerinde hızla yayılırken, birçok kişi bu olayın insanlarda merhamet duygusunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattığını belirtti. Ancak, bu duygunun günümüzde ne yazık ki giderek azaldığı da bir gerçek. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar, yoğun yaşam temposu ve rekabetçi ortam içinde merhamet duygusunu ikinci plana atmaya meyilli gibi görünüyor.
MEVLANA ŞEHRİNDEN BEKLENTİLER
Konya, Mevlana gibi büyük bir düşünürün hayatını sürdürdüğü bir şehir. Sevgi, hoşgörü ve merhametin sembolü olan Mevlana'nın felsefesi, yüzyıllardır insanlığa rehber oldu. Ancak, günümüzde Konya'da yaşayan insanların da diğer şehirlerdeki insanlar gibi merhamet duygusunu kaybetmeye başladığı ne yazık açık ve net şekilde ortada.
Bu durum, insanı düşündürüyor. Acaba Mevlana'nın öğretileri, sadece kitaplarda mı kaldı? Yoksa bizler, bu öğretileri hayatımıza yeterince uygulamaktan mı vazgeçtik?
Konya gibi bir şehirde yaşayan insanların, merhamet konusunda diğerlerine örnek olması gerekmez mi?
MERHAMETİ YENİDEN KEŞFETMEK GEREKİYOR
Sivas'taki o manzara, bize merhametin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Hayvanlara karşı duyduğumuz merhamet, aslında tüm canlılara karşı duyduğumuz merhametin bir yansımasıdır. Eğer hayvanlara karşı şefkatli davranamıyorsak, insanlara karşı da şefkatli davranmakta zorlanabiliriz
Bu nedenle, insanlığın merhameti yeniden keşfetmesi gerekiyor. Çevremizdeki insanlara ve hayvanlara karşı daha duyarlı olmalı, onların acılarını kendi acılarımız gibi görmeliyiz. Mevlana'nın öğretilerini hatırlayarak, sevgi ve hoşgörü dolu bir dünya için çabalamalıyız.