Birçok meslek kendi dalında birçok işi yapabilmekte.
Fakat meslek sahibi kendi dalındaki işleri yaparken deneme yanılma usulüne uygun.
Tecrübe ve uygulamadan uzak, hatalar yaparak mesleğini tesadüf öğrenmekte.
Onun yerine meslekler branşlaşarak, kişinin istek ve yetenekleri doğrultusunda, uygulamalı branşa yönelik eğitimler alması daha doğru olmaz mı?
Örneğin inşaat mühendisi, yol köprü kavşak tünel, baraj HES termik santraller, alt yapı üst yapı bina inşaatı, kıyı liman inşaatları ve birçok branşta çalışmakta hizmet vermekte.
Peki bir inşaat mühendisi okulda teoride aldığı bilgiler doğrultusunda inşaatın dallarının hepsinde çalışması ve başarılı olması sizce mümkün mü?
Tabi ki mümkün değil.
İnşaat mühendisliği yerine, tek branşta yol-köprü-tünel mühendisliği okutulsa daha verimli olmaz mı?
Hukukta da aynı şey geçerli.
Genel Hukuk yerine ceza hukuku ya da iş hukuku veya diğer hukuk dalları tek başına okutulsa tek alanda uzmanlaşsa daha doğru olmaz mı?
Tıpta da aynı durum geçerli.
KBB uzmanlığı yerine kulak uzmanlığı yada burun veya boğaz uzmanlığı eğitimi tek başına alınsa ihtisas alanında yetişmiş hekim olmuş olması daha iyi değil mi?
Bu meslek branşlaşmaları öğretmenlikten tutun birçok meslek içinde geçerli.
Gençler bu eğitimi alırken aynı zamanda uygulamalı eğitim almalı. Sadece teoride değil, pratikte de yetiştirilmeli.
4 yıl eğitimden sonra 2 yıl branşı üzerinde mesleğinde stajyer olarak örneğin stajyer mühendis olarak çalışmalı ve yeterli görülmesi durumunda yeterlilik belgesi yani mesleki diploması verilmeli.
Ülkemiz tarım ve hayvancılık ülkesi ama bakıyorsunuz bu alanda eksiklerimiz çok fazla.
Eksikleri tamamlamak adına, tarımda, hayvancılıkta, ar-ge imkanları geniş üniversitelerde genetik mühendisliğinden tutun, tohum üretim mühendisliğine kadar bir çok dalda profesyonel eğitim ile kendi tohumumuza ve organik gıdalarımıza geri dönmeliyiz.
Üniversiteler içinde kurulacak, teknokentler ile mühendislik ve mesleki yeterlilik ile ilgili çalışmalar sayesinde Türkiye’nin ileri teknolojisine, tarım ve hayvancılığına katkıda bulunacaktır.
Ülkemizin bulunduğu stratejik pozisyonundan ötürü ve çevre ülkelerin tehditleri altında kalması adına savunma sanayimize önem vermeliyiz.
Savunma sanayi ile ilgili üniversitenin öğrencileri bu alanda okumalı ve uygulamalı olarak bu sektörlere öğrencilikten yetişmeli.
Savunma sanayisi için geçerli bir roket, bir füze, bir savaş uçağı, helikopter, tank, insansız hava aracı, savaş gemisi, silah vs…nin her birini branş olarak kabul eder ve bunun üzerine 4 yıl eğitim alıp üzerine de 2 yıl uygulamalı çalıştıktan sonra eğitimini tamamlarsa ülkemiz savunma sanayinde dünya devleri arasına çok daha rahat girmesi mümkün olmaz mı?
Siz helikopter yapımı üzerine hem teori hem de uygulamalı eğitim alıyor, gereksiz bilgilerden uzak, gerekli bilgiler ve istek yetenek doğrultusunda eğitiminizi tamamlarsanız kalkınma adına doğru yapmış olmaz mısınız?
N’olur gelinde her işi bilen değil. İşini en iyi bilen gençlik yetiştirelim.
N’olur gelin dedikodu gemisi değil de, Savaş Gemisi üretelim.
Ağır silahlar, uzay gemisi, uydular, füzeler, roketler, uçaklar, yerli otomobiller üretelim ne dersiniz?
Hep birlikte az söz çok iş üretelim.