Mevlâna Celaleddin Rumi'nin yaşamı, sadece şiir ve tasavvufla değil, dönemin sanatçıları ve alışverişleriyle derin bir etkileşim içerisindeydi. Bu sanatçılar arasında en dikkat çeken isimlerinden biri, “Mevlâna'nın ressamı” olarak bilinen Aynüddevle' olmuştur.
Tarihi kaynaklar, özellikle Ahmet Eflâkî'nin eserlerinde Aynüddevle'nin Mevlâna ile ilişkisi ve sanatıyla ilgili anekdotları detaylı bir şekilde anlatılmakta.
Aynü'd-devle, 13. yüzyılda yaşamış, özellikle de Mevlânâ Celâleddin Rumi'nin çevresinde tanınan önemli bir ressam. Konya veya civar bir şehirde doğan sanatçı, eğitimini de Konya'da aldı. Saray çevrelerine girmiş ve Mevlânâ'nın talebeleri arasına katılarak onun mistik dünyasından derinlemesine etkilendi. Dönemin önemli mimar ve nakkaşlarından Kaluyanın da arkadaşı oldu.
Ahmet Eflâkî’nin naklettiğine göre; Gürcü Hatun Kayseri’ye giderken yanına almak için Aynüddevle’den Mevlâna’nın resmini yapmasını talep etmiş. Bunun üzerine Mevlâna ressama poz vermiş. Ancak yaptığı her resim başka bir şekle bürünmüş. Yine bir gün Aynüddevle İstanbul’dan bir manastırdan getirdiği Meryem-İsa resmini Mevlâna’ya gösterip: “Bu esere âşık oldum” demiş. Mevlâna da ona: “Bu kadar canlı ve başarılı bir ressam olarak sen, dünyayı yaratanın eserisin. Cansız ve anlamsız bir resme âşık olunur mu?” demiş. Bunun üzerine ressam Müslüman olmuştur.