Mevsimlerin, insanın duygusal ve psikolojik durumunu etkilediği uzun yıllardır gözlemlenen bir olgu olduğunu belirten Arıkan, “Özellikle kış aylarında ortaya çıkan mevsimsel depresyon, bu ilişkinin en belirgin örneklerinden biri. Ancak mevsimlerin etkisi sadece depresyonla sınırlı değil, aynı zamanda enerji seviyeleri, sosyal etkileşimler ve hatta düşünce süreçleri üzerinde de belirgin izler bırakmakta” dedi.
“BU BELİRTİLER VARSA PROFESYONEL DESTEK ALINMALI”
İnsanların bakış açısının önemli olduğunu belirten Arıkan,” İçsel düşünce ve duygularımız, olayları nasıl yorumladığımızı psikolojimizi etkiler. Mevsimler de bu yorumlamalara dâhildir. Mevsimlerin bazı sorunları da beraberinde getirdiği, özellikle mevsimsel duygu durum bozuklukları ve mevsimsel depresyonların var olduğu bilimsel olarak bilinmekte. Bu tür depresyonlar genellikle kış aylarında başlar ve ilkbahar ile yaz aylarında sona erer. Tanı koymak için bu rahatsızlığın en az iki yıl sürmesi gerekmektedir. İskandinav ülkelerinde bu durum sıkça görülmekte ve tedavi yöntemleri arasında ışık terapisi ve güneşli güney ülkelerine tatile gönderme gibi uygulamalar yer almaktadır. Depresyonun farklı türleri bulunmakta, melankolik depresyon, en ağır biçimidir ve bu durumda kişi hiçbir şeyden keyif almaz. Normal majör depresyonlarda ise olumlu gelişmelerle birlikte duygu durumunda bir iyileşme gözlemlenir. Melankoliklerde bu durum söz konusu değildir. Ayrıca atipik ve psikotik depresyonlar da mevcuttur. Mevsimsel depresyonlar da bu grupta yer alır. İlkbaharın gelmesiyle birlikte kişide bir canlanma ve hareket artışı gözlemlenirken, kış aylarının gelmesiyle bu durum tekrar eski haline dönebilir” diye konuştu.
“BU BİZİM ANLAMLANDIRMA BİÇİMİMİZLE İLGİLİDİR”
Bireylerin dünyaya bakış açısının önemini ifade eden Arıkan, “İç dünyamız huzurluysa, mevsimlerin çok fazla bir önemi kalmaz. Bu bizim anlamlandırma biçimimizle de ilgilidir. Sıcak dönemlerde öfkenin artmasıyla ilgili çeşitli araştırmalar ve bulgularda vardır. Birçok devrim ve halk hareketinin yaz mevsimlerinde gerçekleştiği gözlemlenmiştir. Kış aylarında ise düşünce süreçlerinde değişiklikler olabilir. Soğuk ve uzun kış aylarında hareket kısıtlaması yaşanabilir ve bu durum negatif etkilere yol açabilir. Mevsimler ile depresyon arasında bir ilişki vardır. Mevsimsel depresyon tanısı koyulabilmesi için kış aylarında başlaması ve ilkbahar ile yaz aylarında depresyonun dinmesi gerekmektedir. Bakış açımız çok önemlidir. Kış aylarını anlamlandırabiliyorsak, bu dönem bizim için kısıtlayıcı veya olumsuz bir durum olmayabilir. Kış, mutluluk hali olarak da algılanabilir. Ancak kış aylarında belirli dönemlerde depresyonlar devreye giriyorsa, profesyonel destek alınması önemlidir” ifadelerini kullandı.