Şule Taşkıran: Bir şeyi imkansız olduğuna inanırsanız aklınız bunun neden imkansız olduğunu ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğimize gerçekten inandığımızda aklımız onu yapmak üzere çözümler bulma konusunda bizlere yardım etmek için çalışmaya başlar.
Yaşamda genel anlamda bir mutsuzluktan bahsedebiliriz, beklentilerimiz ile başarıya ulaşacağız, bizlere her zaman destek olacak olan düşünce “insan her türlü sorunla başa çıkacak güce sahiptir .”düşüncesidir. Bu düşünceye “bende başarıyı tatmış ve başarmış herkes gibi başarabilirim .”diyerek özelleştirmeliyiz. Her insanın içinde hayatındaki sorunları çözecek, farkındalık kazanacak farklı yöntemlerle sonuca ulaşacak güç vardır. Tek eksik olan yöntemdir. Ne demiş Şems’i Tebriz’i; Düzenim bozulur, hayatım altüst olur diye endişe etme nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını…
İnsan, her sorunla başa çıkabilir ama bu çözmek anlamında değildir, bazen kabullenerek bazen de yeni bir adım atarak…
Gökte ,yerde ,havada ,suda, yemekte, içmekte, dokunmakta ,gözyaşında ,kalpte ,okulda ,evde ,ailede ,arkadaşta ,aşkta…..Daha da sayabilirim bunları çünkü mutluluk her yerde ,ama görebildiğimiz ,anlayabildiğimiz ,fark edebildiğimiz sürece var. Bize mutluluk veren şeyleri keşfetmekle yola çıkabiliriz .
Öncelikle mutluluk ile haz arasındaki ayırımı yapmalıyız, mutluluk genel bir duygu durumunu ifade ederken ;haz ,anlık bir duygu ve tatmin durumunu ifade eder .Haz ,mutluluğa kısa bir süre için götürürken ,haz veren şeyler ; tatmin ettikten sonra mutlu etmeye devam etmez. Bu nedenle bize haz veren şeylerin peşinde koşmak veya haz noktaları ile hayatımızı doldurmak hiçbir şekilde kalıcı mutluluk sağlamaz. Çünkü her haz veren unsur ilk anda verdiği mutluluğu ve tatmini vermeyecektir. Tıpkı üzümü çok seven birinin devamlı üzüm yiyemeyeceği gibi
Aslında bu noktada hayatı Meyve Sepetine benzetebilirim, içinde elma, armut, mandalina ,muz… meyveler var. Her birini tadına bakıp yersek tümünden faydalanmış oluruz, her biri ayrı ayrı tad verir lakin sadece üzüm yersek bir noktadan sonra üzüm bitecek ve biz kendimizi mutsuz hissedeceğiz .İşte Hayat, bunun gibidir .Hayatın her nimetinin farkında olmalıyız ve bu hayatın tadını çıkarmalıyız .
Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsak; bir amaçla bağlanmalıyız ,insana ,ya da eşyaya değil…..