Meyve veren ağacı taşlamak…

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

TARİHE YOLCULUK (147)

Konya Valiliği de yapan Cemal Bardakçı’nın torunu Murat Bardakçı’nın yazdığı gibi İslam Düşünce Atlası, elbette “İslâm Düşüncesizlik Atlası” değil. Dört yıl önce iyi niyet ve gayretin sonucunda ortaya çıkan üç ciltlik eser, Mevlâna hoşgörüsünün hiçbir kalıbına sığmayan eleştirilerle yoksa taşlanıyor mu?

Bir kere, Ankara’nın ilk Emniyet Müdürü olan ve 1933-38 yılları arasında Konya Valiliği yapan Cemal Bardakçı’nın torunu Murat Bardakçı’nın yazdığı gibi İslam Düşünce Atlası, elbette “İslâm Düşüncesizlik Atlası” değil.

Üç ciltlik İslam Düşünce Atlası, 16 Kasım 2017 – Perşembe günü Mevlânakapı (Yenikapı) Mevlevîhânesi semahânesi’nde gerçekleştirilen tanıtım sunumunu yapan Ali Bektaş’ın “sel” ve “sal”lı anlaşılmaz devrik cümleler kurduğu gibi anlaşılmaz bir kitap da değil. Ben, Murat Bardakçı’dan kitapla ilgili müsbet veya menfi yöndeki tenkitlerini beklerdim.

Semahâne’de hamuşanların olduğunu, o bölümün kapatılmasından dolayı Konya’dan gelenler de bilmiyordu. Benim gibi orada bulunan pek çok kişi de Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman’ın konuşması sırasında “Bu perdenin arkasındaki hamuşanlarla birlikteyiz” demesiyle öğrendik, o tanıtım perdelerin arkasında neyin olduğunu.

Tarihçi Murat Bardakçı’nın yazısından, yazar Dücane Cündioğlu’nun 27 Kasım’da twitter hesabından “bilgisizliğin ilacı niyet ve gayret, görgüsüzlüğün ilacı edeb, illa edeb! Mevlevi hamuşan’ında tamtam çalan zavallılar...” başlığı altındaki paylaşımından haberdar oldum. Dücane Bey, “Mevlevi hamuşan’ında tamtam çalan zavallılar...” demek suretiyle her iki tarafı da eleştiriyor. Murat Bey’in elektronik ortamdaki yazısının altına yapılan “misafir” yorumlarından bir tanesi ise şöyle:

“İçerde olanların yanlışı görememeleri normal. Olaylara dışardan bakınca sırıtıyor.

Ben kitapla ilgili eleştiri bekliyordum, mekanla ilgili eleştiri ile karşılaştım. Bu eleştiri bazıları için haklı olabilir ama bu eleştiri kitabı baltalama oyunları olmasın. Tanıtılan kitap oldukça önemli bir kitap.”

Bir başka “misafir” yorumcu da; Murat Bardakçı’ya “Hoş gör yâ hû” diye seslenmiş. Gazeteci-yazar ve tarihçi kimliğiyle tanınan Bardakçı’nın yazısı, hoşgörünün hiçbir kalıbına sığmıyor. Bu yazıyı ben de, yukarıda alıntıladığım o misafir yorumcunun dediği gibi “Bu eleştiri bazıları için haklı olabilir, ama bu eleştiri kitabı baltalama oyunları olmasın” yoksa. Bir başka deyişle, Dört yıl önce iyi niyet ve gayretin sonucunda ortaya çıkan üç ciltlik eser, Mevlâna hoşgörüsünün hiçbir kalıbına sığmayan eleştirilerle yoksa taşlanıyor mu?

Atalarımız ne demiş: “Meyveli ağacı taşlarlar.”

“Parçaları yeniden birleştir…”

Geçmişi hatırlayıp, tam İslâm Düşünce Atlası’yla ilgili kendi hikâyemi yazmaya başlayacağım esnada, karşıma böylesine bir eleştiri yazısı çıktı.

Tanıtımda ifade edilen ve hoşuma giden slogan şuydu: “Parçaları yeniden birleştir ve küreyi keşfet!” İslâm düşüncesi veya tefekkürü öyle parçalı, bulutlu hale getirildi ki, iyi niyet ve güzel gayret sonucunda meydana getirilen İslam Düşünce Atlası, bu parçaları yeniden birleştirmeye yönelik hedef doğrultusunda atılmış önemli bir adımdır.

 

YARIN: İslâm tefekkürüne yönelik saldırılar…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.