EURO 2016’ya vedanın ardından A Milli Takım’da yapılacak değişiklikler gün yüzüne çıkmaya başladı. Neredeyse yarım sezonu teknik direktörsüz geçirerek Fatih Terim’i beklediğini sağır sultana duyuran Galatasaray yönetimi boşuna böyle bir duruş sergilememiş.
Alınan futbolcular bile (Örnek: Serdar Aziz) henüz resmi bir durum yokken Fatih Hoca’ya soruluyor ve ondan icazetle transfer yapılıyorsa bu iş çoktan bitti.
Kaldı ki Fatih Terim’in basınla her buluşmasında veda kokan sözleri durumu fludan nete çevirdi diyebiliriz.
TFF yönetiminin 2 takım birden (hem Galatasaray hem Milli Takım) çalıştırılmasına asla sıcak bakmadığı biliniyor.
Öyleyse A Milli Takımı yeni bir oluşum bekliyor. Seçenekler neler değerlendirelim.
Akla gelen ilk isim en az Fatih Hoca kadar başarılı ve A Milli Takım tarihindeki en önemli başarı olan dünya üçüncülüğünü yaşatmış olan Şenol Güneş.
Gerek yurtdışında gerekse yurtiçinde önemli başarıları olan bir isim. Son Beşiktaş şampiyonluğu ve şampiyonlar liginde edecekleri mücadele ortada. Beşiktaş hocasını asla göndermek istemeyecektir. Kaldı ki mevcut TFF yönetiminin de Şenol Hoca’yla arasının çok iyi olduğu söylenemez. Bu ihtimal uzak değil ama biraz zayıf kalıyor haliyle.
Mustafa Denizli’nin son Galatasaray hezeyanını hatırlatmaya gerek yok sanırım. Kimse bu işlerin başına onu getirmeye cesaret edemez bu saatten sonra.
Yine alternatiflerden biri olan Ersun Yanal’ın da sezon sonunda Trabzonspor’la anlaştığını biliyorsunuz.
Hiddink’ten sonra yeni bir yabancı faciasını kaldıramaz bu ülke.
Genç, dinamik sistemi olan ve en az yukarıda zikredilen hocalar kadar başarılı tek bir ihtimal kalıyor geriye. Yukarıda saydığımız takımlar arasında en zayıf halka olan en güçsüz lobiye sahip Konyaspor. Ve onun sezona damga vuran Teknik Direktörü Aykut Kocaman…
Aykut Hoca mütevazı bir insan. Ne para pul konusunda ne de diğer teknik adamların sunduğu şartlara kıyasla oldukça geçim ehli ve dünyalık maddi hırslarını maneviyatının önüne koymayan bir adam.
Atiker Konyaspor ile geçen sezon yaşadığı kırılma noktalarını kendi ağzından dillendirdiği şekliyle biliyoruz. Özellikle Selçuk Aksoy’dan sonrası belki de kendisinin bile inanamadığı başarıların neticesinde gelişen bir süreç.
Konya’da bir takım yöneticilerin ve basın temsilcilerinin Hoca’yla önce nasıl patronculuk oynadığını akabinde yapılan U dönüşlerini hep birlikte bir sezon boyuncu gördük, yaşadık, dinledik, okuduk.
Siz bakmayın bugün “hoca bizim vermeyiz” naralarına. İşin rengi değiştiğinde hep birlikte farklı şeylere şahit oluruz.
Özellikle Aykut Hoca’nın sözleşme yenileme sürecinde Milli Takım şartının koyulması alelade bir madde değil. Zaten ateş olmayan yerden de boşu boşuna duman çıkmaz.
Gönlümüzün iki özel ekibi Milli Takım ve Konyaspor için her şeyin en güzelini istemek bizler için elbette olmazsa olmaz. Lakin taraftar için tercih yapmak da hiç kolay değil. Aykut Hoca giderse Milli Takım’da sistemi kurar ve uzun yıllar başarılı bir takım ortaya çıkar. Konyaspor mu? Bu ihtimali şimdilik hiç konuşmayalım! Yeni sezon boyunca bu konularda çok yazıp çizeceğiz nasıl olsa…