Orta Asya'da inşa edilen ilk türbe özelliğini taşıyan, Özbekistan'ın Buhara kentindeki İsmail Samani Türbesi, gerek yapım şekli gerekse kullanılan malzemelerden ötürü kendi sınıfındaki mimari biçimin öncüsü olmuş. Yapıldığı dönem itibarıyla işçilik, plan ve süsleme açısından üstün bir sanat değerine sahip ve dünyaca meşhur mimari eserlerden birisi olan türbe, Moğol saldırıları sırasında çölde meydana gelen fırtınaların ardından kuma gömülmesi sonucu tahribattan kurtulmuş.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Buhara'da Samani Hükümdarı İsmail Samani için 9'uncu ve 10'uncu yüzyılda yaptırılan türbede, babasının kabri de bulunuyor. Bazı kaynaklar İsmail Samani'nin bir torununun da aynı yerde gömüldüğünü bildirmelerine rağmen, 1927 yılında gerçekleştirilen arkeolojik kazıda, türbede iki kabir olduğu anlaşıldı.
İslam dünyasında inşa edilen erken türbe örneklerinden birisi olması dolayısıyla önemli bir yapı olarak görülen türbe, bugüne kadar herhangi bir değişikliğe uğramamış. Tarihçilerin yaptığı araştırmalara göre, çölden gelen kum fırtınalarının ardından kuma gömülen türbe, yüzyıllarca bu şekilde muhafaza olmuş, uzun aradan sonra kumlar altından çıkarılmış. Türbenin, Moğol saldırılarından kurtulmuş olması ve günümüze kadar tahribat yaşanmaması da buna bağlanıyor.
- Tuğlanın dekoratif amaçlı kullanıldığı ilk yapı
Beşik tonoz şeklinde (tuğla ve harçla örülmüş, alttan obruk, yarım silindir biçiminde tavan örtüsü) büyükçe bir sanduka bulunan türbe, dörtgen bir planla tamamen tuğladan inşa edilmiş. Üzeri yine tuğlalarla örülmüş bir kubbeyle kapatılmış. Kubbenin tepe noktasına aydınlatma feneri yerleştirilmiş. Bu fener erken dönem Osmanlı dönemi camilerinin kubbelerindeki aydınlatma fenerlerine benziyor. Dört tarafında dört ayrı, sivri kemerli kapı yer alıyor. Bu kapılardan doğu cephesindeki türbenin esas giriş kapısı. Bunlardan üçü günümüzde pencere vazifesi görüyor.
Binanın üst kısımları, kubbeye geçişten önce her cepheye 10 pencere gelecek şekilde, sivri kemerli pencerelerle kuşatılmış, böylece iç mekanın aydınlık olması temin edilmiş. Türbenin hem içi hem de dışı tuğlaların değişik şekillerde kullanılması suretiyle tezyin (bezekler, süsler) edilmiş. Bu itibarla tuğlanın dekoratif amaçlı kullanıldığı ilk yapının bu türbe olduğu ifade ediliyor. Yapıldığı dönem itibarıyla işçilik, plan ve süsleme açısından üstün bir sanat değerine sahip olan türbe, Orta Asya'da inşa edilen ilk türbe özelliği taşıyor. Tuğla malzemeyle yapılmış olması nedeniyle zaman zaman restore edildiği belirtilen türbenin çevre düzenlemesi de yapılmış.
Türbe, yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açık.