Miryokefalon Savaşı’nın 840. Yılı etkinlikleri bugün başlıyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi her ne kadar Beyşehir’deki turizmi canlandırmak için böyle bir girişim başlatmış olsa da bu çalışmayı, Selçuklu tarihi ve Konya açısından geçte olsa yerinde buluyorum.
Büyükşehir Belediyesi tarafından gençler arasında yapılan “genç nesle tarihimizi nasıl sevdirelim ve aşılayalım” anketinin bir sonucu olarak da düşündüğüm bu etkinliğin, geleneksel hale getirilerek her sene genç kuşaklara dönük olarak yapılmasında büyük fayda sağlayacağı kanaatimi de ifade ediyorum.
Tarihçilerimiz her ne kadar Selçuklu tarihiyle ilgili kendilerine ulaşan bilgilerin azlığından yakınsalar da ceddimizin, geçmişte neler yaptığına dair tarih bilim dalını iyi kullanarak insanımıza, geleceğe dair bir hedef çizebilirler. Bu tür çalışmalar popüler tarihçilik açısından da önemli bulunabilir. Tarihe olan merakımı ve aşinalığımı ben, Suat Yalaz’ın çizgileriyle elime geçen “Genç Osman” adlı çizgi romanına borçluyum. Benim tarihe merak sarmamda bu çizgi roman kilometre taşı mesabesinde oldu.
Demek ki, genç nesle tarih şuuru aşılamada popüler tarihçiliğin araçlarından biri olan çizgi romanlar, 1970 ve 80’li yıllarda büyük önem arzediyordu. Kaldı ki o yıllarda Yeşilçam tarafından ve daha çok Cüneyt Arkın’ın başrol oynadığı tarihi filmler bile büyük işe yarıyordu. Malkaçoğlu, Karaoğlan, Tarkan, Battal Gazi, yıkılan Orduevi karşısında sinemacı Galip’in işlettiği Saray Sinemasında ailecek seyrettiğimiz filmlerden. Nihat Atsız’ın “Deli Kurt” romanından tutun Cem Sultan’a, 1932, 40 ve 50’li yıllarda çıkan tarih dergilerinden romanlara varıncaya kadar…
***
Bütün bunların ekseriyeti muhteşem Osmanlı tarihiyle ilgili.
Selçuklu tarihiyle ilgili bu kadar roman, çizgi roman, hikâyeler ve destanlar elbette vardır. Ortaçağ tarihçiliğiyle ilgili olarak akademisyen tarihçilerimiz elbette ellerinden gelen gayreti gösteriyorlardır. Her ne kadar sayıları bir elin parmakları kadar kaldıysa da…
Yeni nesil Selçuklu dönemi tarihçileri yeni eserleri keşfettikçe Selçuklu’nun bilinmeyen hazinelerine elbette ulaşacaklar.
Selçuklular ile ilgili nice tarihî roman, tarihî drama ve tarihî filmler yapılabilir. Buna misal (örnek) olarak “Diriliş” adlı dizi filmi gösterilebilir. Artı ve eksileriyle birlikte düşünüldüğünde Diriliş, popüler tarihçilik açısından ne kadar önemsendiği ortada. Bu tür tarihi diziler genç kuşaklar ile insanımızın hoşuna gidiyor.
***
Selçuklular ve Selçuklu tarihi açısından önemli olan Miryokefalon Savaşı, nerede yapıldı?
Bu yer konusundan bile tarihçilerimiz ortak bir noktada birleşemiyor. Aralarında bir konsensüs sağlayamıyor.
Peki, o vakit “binlerce kesik baş anlamına gelen Miryokefalon Zaferi’ne” nasıl sahip çıkacağız? Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra bizler, bazı tarihçilere Miryokefalon Savaşı’nın geçtiği Bağırsak Boğazı’nın Beyşehir’de olduğuna nasıl inandıracağız?..
İşe evvelâ, tarihçi olmayan ve tarihten anlamayan vekillere söz hakkı vermemekle başlanmalı ve işi ehline bırakmalı.
Bunun bilimsel bir çıkar yolu var mıdır?..
Neden olmasın.
Miryokefalon Savaşı'nın kazanılmasıyla;
Bizans, Anadolu'yu Türklerden geri alma ümidini tamamen yitirdi,
Anadolu'da Haçlı Seferleriyle elden çıkan üstünlük tekrar Türklere geçti,
Anadolu kesin olarak Türk yurdu haline geldi,
Bizans taarruzdan savunmaya, Türkler ise savunmadan taarruza geçtiler,
Anadolu'ya Türklerin yurdu anlamına gelen “Türkiye” denilmeye başlandı,
Anadolu'dan geçen ticaret yollarının denetimi büyük ölçüde Türklerin eline geçti,
Avrupa bu sefer büyük bir endişe uyandırdı. Bu nedenle III. Haçlı Seferi'nin yapılmasına neden oldu.
AZİZİM DİYOR Kİ…
17 Eylül 1176 tarihinde, Bağırsak Geçidi’nde düşman ordularını pusuya düşürerek tamamen kılıçtan geçirerek Miryokefalon Savaşı’nı kazanıp, Anadolu’yu ebediyyen Türk Yurdu haline getiren ceddimiz Selçuklu’ya minnet borçluyuz.
Nukreddin Mes’ud başta olmak üzere Alâeddin Tepesi’nde yatan Kılıç-Arslan ve Uluğ Sultan Alâeddin Keykubad ile sekiz Selçuklu Sultanı’nı rahmetle yâd ediyoruz.