İki bilim adamı tarafından yazılan “Selçuklu – Bizans Münasebetlerinde Bir Dönüm Noktası MYRIOKEPHALON ZAFERİ” başlıklı kitapta, Miryokefalon Savaşı’nın “Beyşehir-Kızılören-Konya Güzergâhı” üzerinde bulunan Bağırsak Boğazı Mevkii’nde yapıldığı ifade edilmektedir. Eserin müellifleri Prof. Dr. Mehmet Akif Ceylan ve Yrd. Doç. Dr. Adnan Eskikurt, “Günümüzde sahip olduğumuz tarihi kaynaklar ve coğrafi bilgiler ışığında Myrıokephalon Savaşı’nın Konya Beyşehir yöresinde yapıldığı sonucuna varılmıştır” tesbitinde bulunuyorlar.
Tarihi bir olaya bilimsel bir yaklaşımda bulunan Prof. Dr. Mehmet Akif Ceylan, “Miryokefalon Zaferi, Yeri ve Tarihi Önemi” başlıklı panelde, dersine iyi çalışmış bir hoca olarak savaşın yaşandığı coğrafyayı iyi tetkik ettiğini ve yeni bilgiler ve bulgulara rastlandığını belirterek çok iddialı konuştu. Bu iddialar, savaşın Gelendost yakınlarında yaşandığı iddiasında bulunan Mühendis Ramazan Toprak’ı oldukça düşündürecek ve karşı atağa geçmesine vesile kılacak diye düşünüyorum.
Ben, konuyu yakından takip eden bilim adamlarının bu kapışmasından savaşın yaşandığı Bağırsak Boğazı’nın nerede olduğunun da ortaya çıkarılacağına inanıyorum. Tarihi olarak arkeologlara yapacakları kazılarda elde edecekleri savaş aletlerini gün yüzüne çıkarmaları durumunda asıl gerçek o zaman meydana çıkacaktır.
***
Konya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Konya Turizm Tanıtım ve Eğitim Vakfı (KOTEV) işbirliğiyle organize edilen Miryokefalon Zaferi’nin 840. Yılı Etkinlikleri’ne gelince; Selçuklu Köşkü karşısında bulunan Şehir Meydanı’na “Kılıçarslan Şehir Meydanı” adının verilmesi, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin yerinde aldığı bir karar olarak alkışlıyorum. Belediye Meclisi’nin, 1. Kılıç-Arslan’ın oğlu olan ve 40 yıl tahta kalan Türkiye Selçuklu Sultanı
I.Rükneddin Mesud’un adını yaşatmak adına ahde vefâda bulunacağına da inanıyorum.
Cuma günü Alâeddin Tepesi’ndeki Alâeddin Camii’nde kılınan Cuma namazı ve Selçuklu Türbesi’ndeki sultanlara gönderilen hatim dualarıyla başlayan etkinlikler, İl Halk Kütüphanesi’ndeki Miryokefalon Zafer Sempozyumu’yla devam etti. KOTEV Genel Başkanı Ercan Uslu, burada kısa bir konuşma yaptıktan sonra sempozyuma geçildi. Bilgi Şöleninin ardından Konya’ya 50 km. mesafede bulunan Kızılören Hanı (Atlıhan)’da yenilen akşam yemeğinden sonra kamp yerine geçildi. Havanın soğuk olması dolayısıyla yakılan kamp ateşinde ancak kendimize geldik. Sanatçı Ahmet Çalışır’ın yönetiminde ilahiler ve zikirlerin ardından Anadolu’yu Türk Yurdu yapan Kılıç-Arslan’ın kumandasındaki şehit Selçuklu askerleri ile bütün şehitlerimizin ruhlarına dualar edildi.
Tarihi yeniden canlandırmak adına bu etkinlikler elbette yapılmalı. Selçuklu’nun torunları olarak bizler, bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği olan Konya Turizm Derneği Başkanı Seyit Küçükbezirci’ye ve KOTEV Başkanı Ercan Uslu ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ediyoruz. Müftümüz Prof. Dr. Ali Akpınar da Cuma Hutbesi’nde Miryokefalon Zaferi’nin öneminden bahsederek irticalen günün anlamına matuf güzel bir konuşma yaptı.
***
Cuma namazının ardından Kızılören’e gidilip, Derbent’e yakın bulunan o güzel alanda kurulan kamp yerinde bilgi şöleninin neden yapılmadığı, etkinliklerin gündüz gerçekleştirilmeyip neden akşam soğuğuna bırakıldığına da aklım pek ermedi. “Aşkların en güzeli uzaktan sevmektir” derler. Bu tür etkinlikler ise başlangıç olması dolayısıyla hatasıyla birlikte her zaman önemlidir. Hayal kırıklığı yaşamadım ama organizenin gece ve soğukta gerçekleştirilmiş olması dolayısıyla iyi bir başlangıç olmadığına kanaat getirdim. Eylül soğuğunu yiyip Cumartesi 17 Eylül Cumartesi sabahı Bağırsak Boğazı’nda yapılacak zafer yürüyüşüne katılamadığım için üzüldüm ve gece yarım sularında Konya’ya arkadaşlarımızla birlikte dönmek zorunda kaldık.
Bu etkinliğin en güzel yanı ve tadı damağında olan tarafı ise; söylenen ilahiler ile yapılan zikirlerdi.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Ne zaman adam oluruz?
Adam gibi organizasyon yapmasını öğrendiğimiz ve Myrıokephalon Zaferi’ni en güzel ve profesyonelce Beyaz Perde’ye aktardığımız ve Büyülü Kutu’ya yansıttığımız zaman adam oluruz.