Korktuğumuz başımıza geldi. Maalesef Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviye olan “Baa3”ten 1 basamak aşağı “Ba1” seviyesine düşürdü. Kuruluş Türkiye'nin not görünümünü “durağan” olarak belirledi. Bir önceki “Kilit Nokta Ekonomi” başlıklı yazımın ikinci paragrafında ayrıntılı bir şekilde bahsetmiştim bunun olacağından. Aklımızın bir köşesinde dursun demiştim. Peki bundan sonra ne olur? Ya da bu karar neden bu kadar önemli? Hemen baştan söyleyeyim kredi notumuz düştü diye yarından itibaren ekonomi karışacak, kriz olacak gibi haberlere yazılara itibar etmeyin. Hafta başında özellikle ilk iki-üç gün Borsa İstanbul tarafında satışlar olabilir. Bazı fonlar ülkeden ayrılmak isteyebilir. Buna bağlı olarak Dolar kurunda 2,98-3 seviyelerine doğru bir hareket görebiliriz. Fakat global ekonomideki düşük faiz ve gevşemeci tavır devam ettiği sürece dolar kuru tekrar 2,97-2,98 bandına çekilecektir. Bazı yabancı fonların ülkemize yatırım yapabilmesi için en az iki derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir kredi notuna sahip olmamız gerekir. Biz şuan onu kaybettik sadece tek kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir nota sahibiz. Bunu kaybettik diye hemen yarın yabancı parasını alıp gitmeyecek ilk etapta negatif bir etki oluşabilir fakat hükümetimizin attığı ekonomik adımlar teşvikler bu şekilde devam ederse bu olayı lehimize bile çevirebiliriz. Orta uzun vadede yeni hikâyemiz not artırımı olur. Fakat bunu lehimize çeviremezsek bir müddet yüksek kur riskiyle karşı karşıya kalabiliriz.
Bir konuda aklımdaki soru işaretini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ABD’de yaptığı konuşmada faizlerin daha da inmesi gerektiğini söyledi. Yatırımların artabilmesi için canlanma için faizler daha da inmeli dedi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarını eleştirdi. Bu söylemlerin üstüne kredi notumuzun düşürülmesi ister istemez aklımıza kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasi kararlar aldığı düşüncesini getiriyor. Ne zaman faizler daha da düşürülmeli söylemleri artsa kesin dışardan bir müdahale ile karşılaşıyoruz. Oysa 15 Temmuz’u atlattık ve akabinde hiç zaman kaybetmeden olması gerektiği gibi piyasalarımız açıldı. Çalıştı. Böyle bir olayı yaşadık ve güçlenerek daha da sağlamlaşarak ayağa kalktık. Bunu dikkate almadan not indirime gitmek tamamen art niyetli bir karar diye düşünüyorum. Daha önce belirtmiştim darbe ile denediler terör ile denediler ekonomi ile deneyecekler diye. Şimdi daha dik durma zamanı. Şimdi kenetlenme sahip çıkma zamanı. Ülkeye, devlete, millete…
Geçtiğimiz hafta yeni ekonomik teşvikler açıklandı. Sanayi üretimi verisinin beklentiden epey düşük gelmesi ile birlikte ekonomi yönetimimiz hızla tedbir almaya devam ediyor. Özellikle zorunlu bireysel emeklilik uzun dönemde etkisini gösterecek muazzam ihtiyaç duyduğumuz bir adım. Bunun yanında iç piyasada ki sıkışmayı çözmek adına atılan kredi kartı taksit imkânları, bir defaya mahsus 72 ay taksitli yapılandırma ve tüketici kredilerinde 48 ay vade içerdeki kısır döngüyü kırmak adına güzel bir adım. Ayrıca TCMB’nin son toplantıda sadeleşme sürecine devam etmesi ve faiz koridorunun üst bandında 0,25 puanlık bir indirim yapması dirayetli duruşun göstergesi. Önümüzdeki toplantılarda TCMB ABD merkez bankası Fed’in de adımlarına bakarak bir kez daha 0,25 faiz indirimine gidebilir. Fakat Moody’s bu indirimler ve bu söylemlerden bu kadar rahatsız olduğuna göre bundan sonra daha tedbirli olmakta yarar var.TCMB’nin rahat hareket edebilme ihtimali biraz daha azaldı.
Bir taraftan ekonomi ile uğraşırken diğer tarafta bildiğiniz gibi Suriye’deki operasyonlarımız devam ediyor. Oradaki güçlü ilerleyişimiz ve varlığımız birilerini rahatsız ediyor olmalı ki her fırsatta aleyhimizde açıklama yapma imkânını kaçırmıyorlar.
Bu olayların içerisinde Dolar/TL fiyatını tahmin etmek oldukça zor. Kuru etkileyen birçok etken var. Bu hafta Moody’s kararı ile gergin geçebilir ve 3,005-3,027 seviyelerine kadar bir ilerleme yaşayabiliriz. Eğer ekstra bir sorun ile karşılaşmaz isek bu seviyelerden satış gelecektir ve tekrar 2,97-2,98 bandına geri çekilecektir kur. İlk haftanın atlatılmasının ardından olası geri çekilmeler alım için fırsat olacaktır. Son haftalarda gördüğümüz üzere Dolar kuru 2,93-2,95 aralığından üçüncü tepkisini verdi. Şimdilik tekrar bu banda gelme ihtimali zayıf gözüküyor. Önümüzdeki hafta ABD, Çin, İngiltere, Japonya ve AB’den gelecek önemli verilerini takip edeceğiz. ABD verileri özellikle önemli Dolar/TL açısından. Ayrıca Çarşamba günü ECB Başkanı Draghi ve Fed Başkanı Yellen’in konuşması piyasalar açısından yakından takip edilecekler arasında.
Dünya ekonomisine baktığımız zaman ise neredeyse tüm gelişmiş ekonomiler düşük faiz ve bol likidite adımlarına devam ediyorlar. Bu kadar fazla teşvike rağmen talep tarafında çok ciddi canlanma gördüğümüz söylenemez. En son Japonya ilave teşviklerle piyasayı canlandırma adına adımlar attı. Etkileri ise önümüzdeki aylarda yakından takip ediliyor olacak. ABD tarafında ise faiz artırım söylemleri güçlenmeye başladı. Fed son toplantısında faiz artırımı için elinin daha güçlü olduğunu fakat yine de acele etmeyerek verileri takip etmeye devam edeceklerini belirtti. Önümüzde ABD seçimleri olmasından dolayı Fed faiz artırımı Aralık ayında bekleniyor. ABD tarafından gelecek güçlü veriler doların destek bulmasına neden olacaktır ve aralık ayı yaklaştıkça dolar diğer ülke para birimleri karşısında değer kazanacaktır. Fed’de piyasalardaki güvenilirliğini sarsmamak adına aksi bir durum olmaz ise yılın son ayında harekete geçecektir. Bu beklenti Euro/Dolar paritesinde hareketlenmelere sebep oluyor. Önümüzdeki hafta Euro/Dolar’ın 1,1150-1,1250 bandında hareket etmesini bekliyorum. Faiz artırım söylemleri arttıkça 1,10 seviyelerine doğru hareket hızlanabilir faiz artırım söylemlerinden uzaklaştıkça ise 1.1320’li seviyelere hareket edebiliriz.
Petrol bu ara kısmen gündemimizden düşmüş olsa da önemini korumakta. İran ve Suudi Arabistan arasında bir anlaşma olup olmaması ve üretim kısma tartışmalarına göre hareket ediyor. Bu ülkeler arasında ki antlaşmalar iyi sonuçlanırsa petrol kendini 50 doların üstüne atmak isteyecektir. Olası kötü senaryoda ise 37 dolarlara doğru tekrar bir hareket kaçınılmaz. Altın için 124-125 TL’lerin alım fırsatı olduğunu yazmıştım. Ons bazında baktığımızda uzun süredir 1307-1372 aralığında hareket ediyor. ABD faiz artırımı olasılığı güçlendikçe altın ons bazında 1280 seviyelerine doğru geri çekilebilir diye düşünüyorum. Hafta başında doların yükselmesi ile 128-130 bandına doğru bir hareket yaşayabilir fakat ileriki haftalarda tekrar 124-125 bandını görebiliriz.