Konya -kim ne derse desin- birçok Konyalının gözünde muhafazakâr başkenttir. Milliyetçi – muhafazakâr tanımlamasına en çok yakışan şehir burasıdır.
İnsanları sınıflandırmak değil niyet lakin özellikle seçim jargonunda dünyanın her yerinde bu tip tanımlamalar kullanılır.
Bu sıralar kiminle sohbet etsem yeni anket var mı diye soruyor. Konya’da AK Parti’nin oyunu merak eden kitleler var.
Bunun için öncelikle biraz ekonomi konuşmamız gerekiyor.
Farkındasınız. İlginç zamanlardan geçiyoruz.
Kabul edelim. Ülkede ciddi bir enflasyon belası var. Geçen yıllara göre birçok üründe fiyatlamalar ciddi şekilde arttı.
Halkın alım gücü doğrultusunda kazançlara yansıtılmaya çalışılan bir oran var. Lakin bu tam olarak insanları tatmin etmiyor.
20 yıllık AK Parti iktidarı yaşadığı badirelere rağmen her zaman halka umut olmayı başardı. 20 yıldır girdiği her seçimden zaferle çıktı.
Belki de geçen süreye bakıldığında ilk defa karşısında bir muhalefet bloğu görecek, tabii sıralama işini çözebilirlerse!
Neyse polemik değil niyetim. Reel şeyler üzerinden gidelim.
2004 -2018 yılları arasında Türk halkının gündeminde enflasyon diye bir şey yoktu. Zira oran yaklaşık 15 yıl %10 bandında gerçekleşti.
Zamlar her zaman konuşulurdu ama bu şekilde bir orantısızlık gündeme gelmemişti.
Özellikle orta kesim ailelerin bir ev bir araba hayalleri geçtiğimiz 20 yılda gerçek oldu.
20 yıl önce yaşadığımız sokaklar gecekondu tarzı evlerle doluydu. Mahallemizde bir ya da iki ailenin motorlu taşıtı olurdu. Bir ihtiyaç olacak olsa ilk adres bu aileler olurdu.
Çevremizden örnek vereyim. Bugün orta halli ailelerin yoğun olduğu bir apartmanda ikamet ediyoruz. 3 ay öncesine kadar 450-500 bin liradan 3+1 konutların alınıp satıldığı, birkaç yıllık binaların olduğu bir mahalle. Abartmıyorum aşağı yukarı her dairenin bir, birçoğunun da iki aracı var.
Allah daha çok versin. Bunların çoğu son 20 yılda oldu. Yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim.
Bugünlerde en çok konuşulan artık ev ve araç almanın hayal olduğu…
Zira enflasyon belası her sektörde olduğu gibi bu alanı da ciddi şekilde etkiledi.
Gelelim bu projeksiyonda anketlerin analizine…
Şu anda yapılan anketler gerçek sonucu vermez. Zira toplum ve sandık psikolojisi bambaşkadır. O satha gelindiğinde neler neler çıkar ortaya.
Ancak kızgınlığa rağmen muhafazakâr seçmende farklı bir partiye ya da ittifaka doğru kayış yok. Bunun temel sebeplerini sıralayacak olursak; gerçek anlamda bir alternatif görmüyor olmaları, sorunları yine Erdoğan’ın çözebileceği umudu, muhalefetin kendi içinde dahi daha iktidar olmadan kamuoyuna yansıyan sürtüşmeleri…
Devletimizin ilelebet yaşaması ve güçlü durması için en hayırlısını dileyelim…