Muhammed Hoca’dan YGS tüyoları

Ali Çelik

Yaklaşık iki milyon öğrencinin gireceği ve üniversiteye adım atacağı Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için sayılı günler kaldı. Sınav tarihi bilindiği üzere 12 Mart Pazar. Konumuz YGS olunca, yazanında bir eğitimci olması lazım gelir. Bende bu haftaki köşemi Pusulam Eğitim Kurumlarından değerli hocam Muhammet Vural’a bırakmak istiyorum.

YGS’YE DOĞRU

Günümüz eğitim sisteminde üniversiteye yerleşmede iki aşamalı sınav bulunmaktadır. Bunlar mart ayında yapılan YGS ve haziran ayında yapılan LYS oturumları şeklindedir. Tabi ki bu sınavların önem yüzdeleri aynı değil. Üniversite yerleşme puanlarında ortalama %30 YGS puanı etkili iken asıl önem %70 gibi ciddi bir önem taşıyan LYS oturumudur. Bir yerde YGS öğrenciler için futbol maçının ilk 20-25 dakikasına benzer. Maçı kazanıp kazanmadığımızı bu dakikalarda nasıl bilemez isek YGS için de aynı şey geçerlidir. Burada kritik olan faktör, YGS tamamen psikolojik olarak sınava rahat gidenlerin başarılı olduğu sınavdır. ÖSYM ilk oturum olan bu sınavda öğrencinin anlama ve yorumlama seviyesini ölçmektedir. Haziranda yapılan ikinci oturum ise bilgiyi ölçmeye dayalıdır. Bu yüzden asıl önemsenmesi gereken LYS oturumudur.

Peki, şu andan itibaren kalan sürede neler yapmalı ve nelere dikkat etmeliyiz?

  • Beslenme ve uyku saatlerimizi düzenlemeliyiz. Geceleri ders çalışmak yerine gündüz vakitlerini değerlendirmeliyiz. Malum son gece 22.00’de yatağa girip gece yarısına kadar zorla uyuma eziyetini kendimize yapmamak için.
  • Farklı yayınevlerinin deneme sınavlarına girmek faydalı olacaktır. Farklı soru kalıpları, sorulara bakış açımızı genişletecektir.
  • Çıkmış son 5 yılın soruları çözülerek eksik konularımız belirlenmelidir. Daha sonra nokta atışı şeklinde bu konulara bakılmalı ve konu testi çözülmelidir.
  • Netlerimiz istenilen düzeye ulaşmamış ise oturup buna üzülerek vakit kaybetmemeliyiz. Çünkü YGS’de alacağın puan, girdiğin denemelerin hepsinden yüksek olabilir.
  • Başka öğrenciler ile netlerimizi kıyaslamak doğru değildir. Çünkü her zaman bizden iyi netleri olanlar vardır ve bu ancak moralimizi bozar.
  • Son olarak doktorun muayene yapmadan teşhis koyması ne kadar yanlış ise bizim de sınava girmeden sonuçlar üzerine senaryolar üretmemiz o kadar yanlıştır. Yani şu kadar net yapsam, şu kadar puan geliyor diye hesaplamalar yapmak doğru değildir. Seçici sorular olacaktır elbet ama bu soruların hangi bölümden geleceğini bilmiyoruz.

Şimdi ise anne ve babalar için birkaç kelam edelim: Çocuklarımıza bu dönemde kaygıya neden olacak konuşmalar yapılmamalı, sınav sonuçları tahminleri ile ilgili konuşulmamalıdır. Çocuğa verilen ödül ve harçlık gibi şeyler sınav sonucuna bağlanmamalıdır. Bu ister istemez baskı yaratacaktır.

Değerli gençler, sınava bir gün kala çalışmayı bırakın. Sevdiğiniz kişiler ile hoşça vakit geçireceğiniz etkinlikler yapın. Sakin bir gün geçirmeye bakın. Sınav evraklarını bir gün önceden hazırlamak ve sınava gireceğiniz okulu görmek size yarar sağlayacaktır. Sınav sabahı her zaman rutin kahvaltınızı yapın ve aynanın karşısında kendinize “Ben bu işi başarabilirim.” diyerek evden çıkın.

Tüm öğrencilere başarı dileklerimle, kalın sağlıcakla.

Muhammed VURAL

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmen