2023’ten 2123’e uzanan Türkiye’nin ikinci yüzyılı hikayesi için önemli kilometre taşlarından biri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı kabine toplantısı ve bu toplantının ardından kamuoyuyla neler paylaşacağıydı…
Yeni kabinenin, yeni döneme ilişkin ilk toplantısının ardından başta ekonomi olmak üzere vatandaşa doğrudan temas eden pek çok konuda yeni müjdeler bekleniyordu.
Öyle de oldu…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısında, kurmayları olan bakanlarla yaptığı görüşme ve istişareler neticesinde yeni dönemin ilk müjdeli haberlerini duyurmak için kameralar karşısına geçti.
Türkiye Yüzyılı parolasındaki şifrelere baktığımız zaman halkın daha müreffeh bir hayata sahip olabilmesi için atılacak adımlar, ekonomideki iyileşme, enflasyonun tek haneli rakamlara düşürülmesi ve bununla birlikte alım gücünün artması, paranın da haliyle daha kıymetli hale gelmesi öne çıkıyor.
Enflasyonla ilgili resmi rakamlar ya da beklenen rakamlar işaret edilen noktaya bir yönelim olduğunu göstermiş olsa da reel piyasa açıklanan rakamlarla aynı fikirde değil! İğneden ipliğe her geçen gün her şeye zamların rutine bağlanmışçasına devam ettiğine şahit oluyoruz.
Kolay olmayacaktır, kısa vadede olmasa da umuyor ve bekliyoruz ki uzun bir zaman dilimine kalmadan bu soruna çözüm bulunacaktır. Umudumuzu bağladığımız ekonominin kurmayları bu alanda gerekli çalışmayı yürütecek ve inşallah olumlu sonuç alacaklardır.
ÇİFTÇİ MUTLU, İŞÇİ, MEMUR, EMEKLİ UMUTLU!
Enflasyonla mücadele için somut adımları beklediğimiz bugünlerde en azından alım gücünü artıracak, vatandaşı enflasyon canavarının dişlerinin insafına bırakmayacak düzenlemeler de oluyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin hububat ambarı olarak bilinen Konya’daki çiftçiler başta olmak üzere tüm üreticileri yakından ilgilendiren ve merakla beklenen buğday ve arpa taban fiyatlarına yönelik açıklaması bunun somut bir örneği. Çiftçinin, üreticinin beklediği ölçekte bir taban fiyat açıklandı.
Çiftçi kesiminden kime sorduysam, “Allah bereket versin” diyor. Diğer yandan da girdi maliyetlerinin artmaması için dua ediyor. Petrol fiyatlarının son dönemdeki artışı, üreticinin en büyük giderleri sınıfında yer alan enerji maliyetlerinin artmaması için yaptıkları duada ne kadar haklı olduklarını gösteriyor.
Memurlar da dört gözle kendilerine daha önce vaat edilen zammı bekliyor. Temmuz ayına çok bir zaman kalmadı. Tabi piyasaya ne kadar çok para sunarsak paranın alım gücü de bir o kadar azalıyor. Bu konuda da bir dengeye ihtiyaç var ama “Maaşlara zam yapmayın” da diyemeyiz. Büyüklerimizin bir bildiği vardır.
İşçiler, halihazırda 8500 TL olan asgari ücretin 500 dolara denk bir rakama ulaşacağı yönünde Bakanlık düzeyinde yapılan açıklamayı unutmadı. Doların TL karşısındaki değeri bugünlerde sürekli yukarı yönde hareket eden ibreyle birlikte artışını sürdürüyor. Böyle giderse 500 dolara karşılık gelecek olan asgari ücret 12 bin TL’yi bile aşabilir. Bu, bir taraftan da özellikle hizmet sektöründeki işverenleri düşündürecek bir durum. Artan maliyetlerin içinden çıkabilmek için sundukları hizmetlere zam yapmak durumunda kalabilirler. Bu konuda tuzu kuru olan sanayici kesimi gibi görünüyor. Yayınladığımız ilanlardan da biliyoruz, görüştüğümüz sanayicilerden de… Sanayide yeni başlayan dahi asgari ücretin üzerinde bir maaşla çalışıyor, bununla kalmayıp ek ödeneklerle maaşları 12 bini aşıyor.
Emeklilerin de gözü kulağı Temmuz ayında… Halihazırda en düşük emeklinin maaşı 7500 TL’yken emeklilerin beklentisi de maaşlarının asgari ücrete denk bir rakama gelmesi yönünde.
İşimiz zor…
Maaşlı çalışanın maaşına yapılan her zam, enflasyon ateşini körüklüyor. Zam yapılmazsa da ay sonu görülemiyor. İki ucu çıkmazda olan bu durumdan inşallah Türkiye en kısa sürede bir çıkış yolu bulup çıkacaktır.
Cumanız mübarek olsun, geleceğimiz hayrolsun.