İnsanın evinden, malından mülkünden kısaca yurdundan kopup gurbet ellerde mülteci yani sığınmacı olarak yaşaması kolay mı? Elbette ki kolay değil.
Dünyada en çok sığınmacının olduğu ülke Türkiye’dir. Sığınılan bir ülke olabilmekte güzel. Kaldı ki, bize sığınan Suriyeliler bana göre sığınmacı da değil; bu ülke bir Anteplinin, Hataylının, Urfalının, Trabzonlunun, İzmirlinin, Konyalının ne kadar ülkesi ise o kadarda Haleplinin, Şamlının, Bağdatlının ve Musullunun da ülkesidir. Hama, Humus neyse Konya odur. İstanbul neyse Şam, Bağdat da odur. Kim bu coğrafyayı parçalayanların parçalarına razı olursa huzur bulamaz.
Ülkemiz insanının bazıları iktidara olan kızgınlığından bazıları da İslam kardeşliğinin ne ifade ettiğinin farkında olmadığından ülkemizdeki Suriyeliler hakkında insani ve İslami değerlerin hilâfına ileri geri konuşmaktadırlar. Çok ilginçtir, neymiş efendim Suriyeliler çok çocuk doğuruyormuş, gibi. Doğursunlar iyi değil mi, Müslümanlar çoğalıyor. Türkler çok çocuk doğurmak istedi de önlerine çalı mı gerildi?
Elbette ki, Suriyelilerin yoğun olarak bulunduğu şehirlerde yaşanan sosyo-ekonomik sorunlara karşı tepkileri anlayışla, bir noktaya kadar da saygıyla karşılıyorum. Ancak, çoğu bölgelerde çok büyük sıkıntılar olmadığı halde yukarıdaki gerekçelerle sıkıntıların abartıldığını düşünüyorum. Türkiye’ye sığınan insanların kahir ekseriyeti Suriyeli ve Müslüman.
-Müslüman! Müslüman Müslümanın kardeşi değil mi?
Allah(cc) korusun, ülkemizde bir iç savaş çıktığını; karınız, kızınızın başka bir ülkeye sığınmak zorunda kaldığını ve aşağılık insanlar tarafından kötü gözle bakıldığını, bir düşünün!
-Düşüncesi bile korkunç değil mi?
Azıcık empati yapabiliyor azıcık vicdan ve namus sahibiyseniz sığınmacı kadın ve kızlara kötü gözle bakamazsınız! Bakıyorsanız, biliniz ki namus yoksunusunuzdur. Allah(cc) emriyle evlenilebilir, ona bir sözümüz olamaz; hatta teşvikte edilmelidir.
Dört milyon sığınmacıya bakmak çok kolay değil; ancak, bu insanların büyük bir kısmı her türlü işte çalışarak ekmeklerini kazanmaktalar. Sığınmacıların içinde bulunduğu zor durumdan faydalanan bazı vicdansızların bu insanları düşük ücretle çalıştırdıklarını duyuyoruz. İşte bunlarda diğer ahlâksızlar kadar şeref yoksunudurlar!
Şunu da belirteyim; “bizim askerimiz Suriye’de savaşırken savaşabilecek durumda olan Suriyeliler savaşa gitmiyor” eleştirilerini bir yere kadar haklı bulmakla birlikte Mehmetçiğimizle birlikte orada savaşan Özgür Suriye Ordusundaki savaşçılarında Suriyeli olduğunu unutmayalım?
Onun için insanları suçlarken olaylara çok yönlü bakmamızın daha insaflı olacağını düşünüyorum. Hepimiz böyle düşünebilirsek daha gerçekçi değerlendirmeler yapabilir, suçlarken daha insaflı olabiliriz.
Ayrıca, burada da çoluk çocuğa bakmak, göz kulak olmak için erkeklere de ihtiyaç var. Erkeklerin olmaması daha fazla ahlaki sorunlara neden olabilir. Bir Müslüman olarak bunları da dikkate almak durumundayız.
Bölgede kalleş bir savaşın yaşandı ve kısmen de olsa yaşanıyor. Kan emici bütün emperyalist güçler her türlü silahı masum halkın üzerine kullanmaktan çekinmediler. Savaşın ilk yıllarında Özgür Suriye Ordusu Suriye’nin yüzde 70’ine hakim olmuştu. Baktılar ki, bu gelişme aleyhlerine oluyor; ABD, Rusya ve İran anlaşarak masum halkın üzerine uçaklarla bomba yağdırdılar. Türkmen Dağını unutmadık!
-Halep’i bombalayanlar kimlerdi?
-ABD, Rusya, İran ve diğer zalimler günahsız, mazlum insanların üzerine bombaları yağdırmadılar mı?
Ayrıca, küçük işlerle uğraşmak yerine Suriye halkı ile geleceğe dönük planlar yapılmalı; Suriye’nin Türkiye’ye ilhakının temellerini bugünden atmalıyız. Kim ne derse desin kim nasıl anlarsa anlasın; Suriye toprakları bizim toprağımız, insanları bizim insanımızdır, bu böyle biline!
Arkadaşlara, 2010 yılında Suriye’ye yapmış olduğumuz gezi sonu değerlendirmelerimde, “Dünyada Suriyeliler kadar Türkiye’yi seven başka bir millet yok” demiştim.
Şam’da medfun bulunan Eshab-ı Kiram Efendilerimizden Ebu Derda(ra)’ın kabrinin bulunduğu mescidin yaşlı imamı, “Bu ülke sizin ülkeniz” diyerek bu gerçeği yalın olarak ortaya koymuştu.
Rehberimize, “Türkiye’yi sevmeyen Suriyeli var mı?” diye sorduğum soruya “Çok az” cevabını vermişti.
Bu açıklamaları, Suriye’nin Türkiye’ye ilhakı gerçeğinin gerekçelerini ortaya koymak için yapıyorum. Fazla hayalcisin diyebilir ve haklı da olabilirsiniz.
Unutmayın! HAYALLER GERÇEĞİN KAPISINI ARALAR!