Allah biz kullarını gerçekten de çok mükemmel yaratmış. Bir eksik bulmak (Hâşâ) mümkün değil. Allah’ın varlığını, birliğini, kudretini anlamak için insanın kendisine bakması yeter de artar bile. Ama mağrurlanmaması için, gururlanmaması için, kendisini büyük görmemesi için de bir damla pis sudan yaratıldığını da unutmaması gerekir.
İnsanın kendisine bakması yeter de artar dedik ya. Mesela başımızın iki yanında yer alan kepçe gibi kulaklarımızla sesleri duyuyoruz. Başımızın ön kısmında ise iki tane gözümüzle, bir tane ağzımız yer almakta. Sanki Allah bize, bizi yaratırken bir de mesaj veriyor. “Ey kulum” diyor. “Ağzınla kulağını birbirine yakın yarattım ki ağzından çıkanı kulağın duysun.”
Böyle olmasına rağmen, bazı insanlar ağzından çıkanı duymamakta ne kadar da ısrar ediyorlar. Ya bir de kulakları popolarında olsaydı ne yapacaklardı acaba?
Bu kadar girizgahı, haddi aşanları anlatacağım için yaptım.
Hoş görün.
Sendikalar 1 Mayıs İşçi Bayramını Taksim’de yapmakta ısrar ediyorlar. Vali ve İç İşleri Bakanı da şehrin tıkanmaması, Taksim çevresindeki iş yerlerinin zarar görmemesi için daha uygun bir yer öneriyor.
“Hayır! Taksim bizim için Kâbe’dir” diyorlar.
Benzetmeye bakar mısınız?
Şimdi bunu söyleyenlerin kulakları ağızlarının yanında mıdır sizce?
İsminin başında Prof. Olan bir hanımefendi de geçtiğimiz günlerde baş örtüsü ile ilgili olarak “Başlarını örtenlerle, playboy kızları zihniyet olarak aynıdır” mealinde bir şeyler yumurtladı.
Bu kadının kulakları sizce neresindedir?
Bence yerinde değildir. Ağzından çıkanı duymayacak kadar uzak bir yerdedir.
Kulak ve gönül arızalı “Sam” yelinden etkilenmiş –sözümona – bir bayan sanatçı (!) da “Hac’ca da gitmem, Umreye de gitmem. Araplara para yediremem” buyurmuşlar.
Bence eksik söylemişler. “Öldüğüm zaman cesedimi yakın, külünü de ‘Sam’ yelinde denizlere savurun” demeliymiş. Öldüğünde yanlışlıkla camiye getirirler ve Müslüman gibi işlem yaparlarsa ruhu huzursuz olur garibimin. Kimsenin buna hakkı yok.
Allah haddi aşanları ıslah etsin.