Geçtiğimiz Cuma günü Ensar Vakfı Konya Şubesi’nin geleneksel hale geleceğini temenni ettiğimiz, İmam Hatip Liseleri Meslek Dersleri öğretmenleriyle istişare toplantısında idik. Konya Şube Başkanı Mustafa Kaçar hocamızın selamlama konuşmasının ardından NEÜ İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Mahmut Yeşil hocamızın divan başkanlığı yaptığı toplantının üst başlığı “Öğrenciler, kaybettikleri ruhu nasıl kazanabilirler?” sorusu idi.
İdareci ve öğretmen kırka yakın kişiyle yapılan istişarenin ve benzer toplantıların, durum tespiti açısından olduğu kadar sorunların teşhisi ve çözüme yönelik adımları da ortaya çıkaracak olması bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. TİMAV ve Ensar Vakfı’nın çalışmaları gerçekten takdiri hak ediyor. İmam Hatip davası için mesai gözetmeyen bir çalışma yürütüyorlar.
Bu dava için hepimizin daha çok çalışması gerekiyor. Çünkü bu dava, ülke insanının aslına dönme mücadelesi… Anadolu insanının bu okulları açma çabalarını ve bu çabalara verilen destekleri, tarih asla unutmayacak. 65 yıldır Anadolu’da açılan okulların kuruluş tarihçelerinde binlerce fedâkarlık öyküsü var. Darbelere ve siyasi müdahalelere rağmen, yeniden eski günlerine döndüyse bu okullar, o öyküleri yazan amcaların duaları iledir. “Asıl”a dönme mücadelesinde alınan mesafenin baş aktörü ise o amcaların dualarından beslenen İHL mezunu Cumhurbaşkanımız’dır. İHL tabelası altında okuyan öğrencileri, bu davaya inanan adamlar haline getirebilirsek, hedefe bir adım daha yaklaşmış olacağız.
Toplantıda herkes konuştu, ancak bir okulda Kur’an, Peygamber Hayatı, Temel Dini Bilgiler derslerini öğrencilerin seçmemeleri için yönlendirildikleri haberi, huzuru kaçıran bir olay olarak tutanaklara geçti. Bu olayın hazırunda “biz ne diye uğraşıyoruz?”, “nasıl olur, hem de AK Parti iktidarında!” şeklinde tepkilere neden olduğunu da aktarmalıyım.
İHL ve ortaokulları ihtiyacının neredeyse kalmadığı Konya’da ihtiyaçların temini ve biriken sorunları çözmek Milli Eğitim Müdürlüğü’nden başlayarak sendika ve sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. İdareci ve öğretmenleriyle iğneyle kuyu kazdığımız bir yolculukta, kuyuları dozerle kapatan, aldığımız mesafeleri ortadan kaldırmaya yönelik içeriden ve dışarıdan müdahalelere ne yazık ki müdahil olunmamaktadır ya da olunamamaktadır. İdareci atamalarına “müdahil” olmayı başaran “sendika şubesi”nin, Müslüman mahallesinde salyangoz satan, 28 Şubat sevdalısı “müzelik” adamlardan haberdar olmamasını gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Okul temsilcilerini 4 yılda bir seçimden seçime toplayarak herhalde bu bilgileri elde edemezsiniz.
“Öğrenciye nasıl ruh kazandırabiliriz?” sorusuna gelinceye kadar, okulları ve eğitici kadrolarını bu ve benzeri dikenlerden arındırmak gerekiyor. İntikam duygusuyla hareket edilsin demiyorum. Nasıl ki şehir şehir dolaşıp hukuku hiçe sayan psikolojik terör ve yıldırma operasyonları yaptılar, yaptıkları orada kalsın artık. Kanun ve yönetmelik tanımadan hâlâ bize çelme takma hadsizliğinde bulunmasınlar.
Köy köy dolaşıp topladığı arpa buğdayı pazarda satarak, okul binasına çimento alan, kurban derisi toplamak için bayram yapamayan isimsiz kahramanların aziz hatıralarını yaşatmak için daha çok çalışmamız, dahası uykularımızın kaçması gerekiyor.
Kur’an merkezli, hurafelerden arınmış, okuyan, düşünen ve üreten bir nesil olacak İmam Hatipler. Kaliteyi arttırmaya yönelik çabaları; siyasiler, bürokratlar, idareci ve öğretmenler olarak ihmal edersek, hele hele ayağımıza takılan çakıl taşlarını görmezden gelirsek ‘İHL mezunu müdürümüz var, amirimiz var ’ diye sevinirken, kazandığımız küçük zaferlerin sarhoşluğu ile oyalanırsak, yarınların plan ve programlarını yapamayız. Bizden söylemesi…
Bu vesileyle, daha önce bizi bir araya getiren TİMAV’a ve şimdi de Ensar Vakfı’na teşekkür ediyorum. Bu buluşmalar, hayırlara vesile olur inşallah.