Bu soruya cevap vermek yerine “Müslüman niye yılbaşını kutlamasın?” sorusunu sorabilirsiniz. İster siz sorun ister ben sorayım her iki sorunun cevabı da aynı kapıya çıkar.
Bazı şeylerin neden yapıldığı veya yapılmadığının mantığını aramak yerine mensubiyet duygusuyla hareket etmenin daha doğru olacağını düşünüyorum.
İslam Âlimlerine göre; yılbaşı gibi gayri Müslimlerin kutladığı günlerin Müslümanlar tarafından hürmet görmesi bu günlere ait bir takım etkinliklere iştirak edilmesi oldukça sakıncalıdır.
İnanın, bu yazıyı bu kaygılar içinde bir Müslüman kardeşime faydalı olur düşüncesiyle yazıyorum. Müslümanın en önemli vazifelerinden biri iyiliği söyleyip kötülükten sakındırması yani Müslüman kardeşini uyarmasıdır.
Hiçbir Müslümanın “bana ne, kim ne yaparsa yapsın, her koyun kendi bacağından asılır” deme hakkı olmayıp kesin ve net ikaz etme sorumluluğu vardır.
Belli kesimler bu tür ikazları yapanlara karşı ağır hakaretlerle saldırsalar da bunları hiç dikkate almadan vazife yerine getirilmelidir. Çünkü, bunların saldırıları hiç bitmez; saldırılarına malzeme bulamasalar bile yalan ve iftira ile yine saldırmaya devam ederler.
Son zamanlarda bazı hocalara karşı yapılan hakaret içerikli saldırıları çok gördük, görüyoruz. Şimdi de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvalarına kafayı taktılar. Neymiş efendim, “Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı faiz, milli piyango, içki, zina vs. gibi devletin yasaklamadığı hususlarla ilgi haram fetvası verebilir”
Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş, “Özelikle bazı kesimler, devletin yasal olarak yaptığı bir faaliyete nasıl haram dersin’ diyerek bir takım eleştiriler getiriyor. Burada kurulumuz ya da fetva verme görevini ifa edenlerin dayanakları Kur’an, sünnet, icma ve kıyastır. Ayrıca mezheplerin görüşleridir” ifadeleriyle açıklama yapmak durumunda kalmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti İslam ahkâmıyla idare edilmiyor buna bir itirazımız yok; ancak, halkının yüzde 99’u kendini Müslüman olarak tanımlamaktadır. Vatandaşın devletin koyduğu bir takım kurallara uyma zorunluluğu olmakla birlikte Müslüman Hz. Allah(cc)’ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmakla sorumludur.
Kaldı ki, yasalarımıza göre faiz, içki, zina, piyango ve türevlerini yapma serbest olsa da devletin bir zorlaması yok; bu tamamen kişinin kendi tercihidir. Keşke yasak olsa da, Müslümanlar bu büyük günahları işleme ortamından uzak kalsa daha iyi olur. Yılbaşı kutlaması yapmakta Müslümanın kendi tercihi olup kimsenin zorlaması yoktur.
Şunu da belirteyim; yılbaşı kutlayan insanımızın yüzde 99’nun Hıristiyanlar için önemli bir günü kutlamadıklarını biliyorum. Ancak, Müslüman Müslümanca hareket etmek zorundadır. Yılbaşı ve buna benzer gayri Müslimlerin özel günlerinin kutlanması durumu çok mesuliyetli olup imani yönden telafisi mümkün olmayan ağır sonuçlara da yol açabilir.
İmam-ı Rabbanî Hazretleri; “Hinduların bayram günlerine [ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyorlar; kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar; eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi süslüyorlar; o geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar; bunlar hep şirktir, kâfirliktir” buyuruyor. (Mektubat 3/41,)
Kaldı ki, kutlanan Hz. İsa(as)’ın doğum günü ise biz Hıristiyanlardan daha fazla saygı duyarız; ki öyle değil. Bir peygamberin doğum gününde içki içilerek, zina edilerek günah işlenmez; Hz. Allah(cc)’ın hoşuna gidecek işler yapılır.
Hem büyük bir peygamberin doğum gününü kutlayacaksın hem de her türlü haltı yiyeceksin; hele hele bunu yapan bir de Müslüman olacak; çok değil, azıcık düşünün!
Uygun olan bu gece adına hiçbir şey yapmamak; ille de bu gece bir şey yapmak istiyorum diyorsanız; bu geceyi ibadetle geçirerek Müslümanların gafletten uyanmaları ve tüm insanlığın hidayeti için dua etmek çok güzel olur, diye düşünüyorum. İnşallah, bu gecenin zulmetinin etkisinin en aza indirilmesi için yaptığımız ibadet ve dualar rahmet olur.
Fütursuzca işlenen günahlar Müslümanların büyük felaketlerle karşı karşıya kalmasına yol açabilir; Hz. Allah(cc)’ın gadabına sebep olacak günahları işlemekten kaçınmalıyız.
Müslüman kârını zararını; dostunu düşmanını; yaptığı her işin bu dünyada olmasa bile öbür dünya da bir karşılığının olduğunu bilmeli; bir an bile olsa bu gerçeği unutmamalı!
Müslüman kardeşim! Ateşte yanmak çok zor; hele hele ebedi yanmak Hz.Allah(cc) korusun!!!!!