MUSTAFA KEMAL’İ BİR DE BÖYLE DİNLEYİN

Yusuf Alpaslan Özdemir

Mustafa Kemal’i genellikle olumsuz bir figür olarak merkeze alan tartışmalar tekrar alevlendi. Mustafa Armağan, Kadir Mısıroğlu gibi yazarların Mustafa Kemal’le alakalı metinlerini okuduğumuz zaman Mustafa Kemal minvalinde düşünceleriniz olumsuz olacaktır. Bu kalemlerin Mustafa Kemal’le ilgili yazılarını araştırmadan, sorgulamadan doğru kabul ettiğinizde Mustafa Kemal; geçmişle bağımızı topyekün kopartmış, dinimize hiç katkısı olmamış, tam tersine menfi tesirleri olmuş, yanlışları çok bir lider profilinde çıkacaktır karşınıza. Mustafa Kemal’in kutsal Kabemize saldırı olacağı haberi üzerine tepkisini ve cevabını aklımızın bir kenarına kaydederek bu paragrafı da şuracıkta bırakalım.
Geçtiğimiz günlerde değerli eğitimci Muhammet Hasan Aksoy kardeşimden okumak üzere bir kitap aldım. Bu eser; daha önce Aksoy, sayfamız yazarı Mustafa Atikebaş ve bendenizin ortak bir muhabbetinde de gündeme gelmişti. Orada anlatılan rüya özellikle çok önemliydi. Benim gibi Kemal Mustafa Kemal’i genellikle aynı minvaldeki yazarların kaleminden okuyan biri için farklı iddialar taşıyan bir kitaptı bu ve bu satırlar İsmail Kara Bey gibi hakikaten güvendiğim bir yazara ait olunca ayrı bir önem taşıyordu benim için. 
Bilmeyenleri, duymayanları daha fazla merakta bırakmadan kitabın adı ve yayınevi hakkında bilgi vereyim: İslam düşünce tarihi alanında uzman olan, Sanat Atlası’nın geçen haftaki nüshasında da gündeme getirdiğimiz İsmail Kara Bey’in kaleminden çıkan, ‘ Şeyhefendinin Rüyasındaki Türkiye’ adlı eser, Dergah Yayınları arasında neşredilmiş. 
Kitabın hemen başındaki yazı özellikle önemli benim için. Burada İsmail Kara bir rüyadan bahseder. Mustafa Kemal ve icraatleri konusunda tereddüte düşenleri olumlu düşünmeye sevk eden satırlar bunlar. Yazarın kaleminden aynen aktaralım:
‘’Abdulhamit döneminde Şeyhülislamlık’ta görev yapmış Şeyh Rahmi Baba 1930 yıllarda şeyh ve halife arkadaşlarını gizlice Anadolu’nun bir kasabasına davet eder.  Kahriye okunacak yani ya kahhar zikri çekilerek Mustafa Kemal Paşa ve rejiminin kahr u tedmiri için dua edilecektir. Davet kabul görür ve gizlice toplanılır. 
Kahriyenin okunacağı sabaha birkaç saat kala Şeyh Efendi bütün niyetlerini alt üst edecek bir rüya görür.
Rüya şöyle:
Bir dünya haritası…Ortasında Türkiye.Türkiye topraklarını dünyanın diğer bölgelerinden bariz bir şekilde ayrılırcasına yemyeşil.  Fakat etrafı, sınırları simsiyah, hayli kalın, lakin alçak duvarlarla çevrili. Peygamber Efendimiz haritanın başında ve insanların gözü önünde dünyayı yeniden taksim ediyor; şurayı şuna burayı buna verin diye emirler veriyor, etrafındakiler de gerekeni yapıyorlar.
Mustafa Kemal Paşa, Trakya bölgesi gibi bir yerde duruyor.  Yüzü Peygamber Efendimiz’e dönük değil ve duruşundan anlaşıldığına göre mahcup ve tedirgin bir durumda;  bu yüzden Efendimiz’e bakamıyor. Sıra Türkiye’nin kime verileceğine geldiği zaman Şeyh Efendi gözlerini beş açıyor ve pür dikkat kesiliyor. Peygamber Efendimiz yüzünü çevirmeden yalnız eliyle işaret ederek;’ burayı şuna verin’ buyuruyorlar.  Burası dediği Türkiye’dir,  şu dediği de Mustafa Kemal’dir.
 Şeyh Efendi kan ter içinde uyanır.  Düşüncelidir. Niyetiyle rüyası arasında bir müddet gider gelir(Tasavvuf ve tarikat kültüründe rüya, doğrudan bilgi kaynaklarından biridir).  Abdestini alır,  namazı cemaatle kılmak için arkadaşlarının yanına gider.  Namaz eda edilir, dua biter, Fatiha çekilir. Herkesin Kahriye okunmaya geçilecek dediği bir anda Şeyh Efendi rüyasını anlatmaya başlar…
Rüyayı şöyle yorarlar: Türkiye yemyeşil olduğuna göre bu hayra, İslam’a alamettir ve  durumun esas itibariyle iyi olduğunu gösterir. Etrafındaki duvarların kalın ve siyah oluşu tedirginlik verici;  çünkü siyah küfür işaretidir, fakat alçak oluşları mevcut menfi durumun çok uzak olmayan bir zamanda aşılabileceğini gösteriliyor.  Gerek Efendimiz’in ona karşı tavrı, gerekse Mustafa Kemal’in duruşu menfi. Fakat Türkiye’yi ona veren Hz. Peygamber olduğuna göre buna karşı çıkamayız.  
Kahriye okunmaktan vazgeçilir ve şeyhler, halifeler memleketlerine dönerler.’’ 
Bu rüya da şuracıkta dursun…
Kıymetli arkadaşlarım, Mustafa Kemal konusunda bir de Attila İlhan’ın kitabını  okumamı salık verdiler. Hemen bu kitabı da aldım ve okumaya başladım. Şu anda, iki kitabı da okumayı sürdürüyorum. Can alıcı nokta rüya olayı, onu ilk elden vermiş oldum, kalan kısmı ve yorumumu da kitapları okumayı bitirdiğim zamana erteleyelim…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.