Allahü teâlânın sıfatlarını bilmeyenlere şaşmak ve acımak lazımdır. Günümüzde dünyadaki bazı en değersiz ve fakat meşhur kişilerin en teferruatlı şekilde sıfat ve özelliklerini bilirken, kendisine karşılıksız kan ve can veren âlemlerin yaratıcınının sıfatlarını bilmemek ve öğrenmeye çalışmamak ne büyük gaflet ve cehâlettir.
Allahü teâlânın Sıfat-ı zatiyye’si altıdır:
1- Vücûd: Allahü teâlâ vardır. Varlığı ezelidir. Vacib’ül-vücûddür, yani varlığı lazımdır.
2- Kıdem: Allahü teâlânın varlığının evveli, başlangıcı yoktur.
3- Bekâ: Allahü teâlânın varlığının âhiri, sonu yoktur. Hiç yok olmaz. Ortağı olmak muhal olduğu gibi, zat ve sıfatları için de yokluk muhaldir. Naklen delil, Hadid sûresinde, üçüncü âyet-i kerîmesidir. Aklen delil, varlığının evveli ve âhiri olsa, sonradan var olmuş olup, âciz ve nâkıs olurdu. Âciz ve nâkıs olan, başkasını yaratamaz. Allahü azîmüş-şân hakkında muhâldir.
4- Vahdâniyyet: Allahü teâlânın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı, benzeri yoktur. Naklen delil, Allahü teâlânın ihlâs sûresindeki birinci âyet-i kerîmesidir. Aklen delîl, eğer ortağı olsa, âlem fenâ bulur, yok olurdu. Biri, birşeyin yaratmasını ve diğeri yaratmamasını dilerdi.
5-Muhalefetün-lil-havadis: Allahü teâlâ, zatında ve sıfatlarında hiçbir mahlûkun zat ve sıfatlarına benzemez. Naklen delil, Allahü teâlânın Şûrâ sûresindeki onbirinci âyet-i kerîmesidir. Aklen delîl, bu sıfatlar, Onda olmamış olsa, âciz ve nâkıs olurdu. Âciz ve nâkıs olmak, Allahü azîmüş-şân hakkında muhâldir.
6- Kıyâm bi-nefsihi: Allahü teâlâ zatı ile kâimdir. Mekana muhtaç değildir. Madde ve mekan yok iken O var idi. Zira her ihtiyaçtan münezzehtir. Bu kâinatı yokluktan varlığa getirmeden önce, zatı nasıl idi ise, sonsuz olarak, hep öyledir. Naklen delil, Muhammed (aleyhisselâm) sûresinin son âyet-i kerîmesidir. Aklen delil, bu sıfatlar, Onda olmamış olsa, âciz ve nâkıs olurdu. Âciz ve nâkıs olmak, Allahü azîmüş-şân hakkında muhâldir.
Zati sıfatları, Allahü teâlânın zatına mahsus olan sıfatlardır. Bu sıfatlar, mahlûkların hiçbirinde yoktur. Bunların mahlûklara, hiçbir şekilde bağlantıları da yoktur.
Hiç bir mahlûk, asla yaratıcısını anlayamaz, kavrayamaz. Peygamber efendimiz, "Allahü teâlânın yarattıklarını düşününüz, Onun zatını düşünmeyiniz. Çünkü siz Onun kadrini takdir edemez, Onu anlamaya güç yetiremezsiniz" buyuruyor. Bir başka hadis-i şerifte de buyuruldu ki, "Allahü teâlâ, hatıra gelen her şeyden uzaktır."