1763 yılında vefat eden Nakip İbrahim Efendi’nin kabri, Nakipoğlu Camisi’nin bahçesindedir. Dönemin zenginlerinden olan İbrahim Efendi, sekiz mahalle adının iptal edilerek birleştirildiği Nakipoğlu Mahallesi’ne medrese, cami, şadırvan, çeşme, okul ve konak yaptırmıştır.
Karatay’da Sırçalı Mescit, Ahmet Fakıh, Ovaloğlu, Darıcalar, Bağ Evliya, Ahmet Dede, Sarnıç ve Zincirli Kuyu Çelebi adlı sekiz mahalle 2009 senesinde iptal edilerek “Nakipoğlu Mahallesi” adı altında birleştirildi. Nakib İbrahim Efendi tarafından yaptırılan külliyenin yerinin bilinmesi açısından bu bilgiden hareket edilmesi gerekiyor. Konya’da 40 eski evden günümüze ulaşabilen nadir konaklardan birisi de Nakipoğlu Konağı’dır.
***
Nakipoğlu Camisi’nin bahçesindeki üç mezardan birisi mabedin banisi Konya Müftüsü Hacı İbrahim Efendi’dir. Mezarın başına eski manastır kapılarında sütün olarak kullanılan bir taş mezar taşı olarak dikilmiştir. Nakip İbrahim Efendi 1763 yılında vefat etmişti. İbrahim Efendi’nin Konya Vakıflar Müdürlüğündeki 3 numaralı defterin 402. sahifesinde vefatından bir sene evvel tanzim edilen Arapça yedi sahifelik bir vakfiyesi vardır. Bu vakfiyenin bir sureti de Ankara Vakıflar Umum Müdürlüğü arşivindeki 590 numaralı defterin 207. Sahifesinde kayıtlıdır.
Vakfiyede Ahmet Fakıh Mahallesi’ndeki yeni yaptırdığı konağının bitişiğine bir cami, on beş odalı bir medrese, şadırvan ve çeşmenin kuzeyine bir mektep ve Konya’nın Debbağhane, Ahmet Dede, Sütçü, Polatlar mahallelerinde birer çeşme yaptırdığı belirtilmektedir.
İbrahim Efendi’nin Camii’nin bitişiğine yaptırdığı ve vakfettiği evi; sınırları içine biri büyük biri küçük iki kasrı, bir hamam ve bir serdabı, iki ahırı, bir samanlığı, iki odun anbarını, iki develik örtmesini, muhtelif aşçı odalarını, yedi tahta üzüm bağı, dört dönüm bostan yerini, birisi büyük iki havuzu, su maksimini, fıskıye ve fevvareleri olan muazzam bir saray halindedir.
İbrahim Efendi’nin mamuresi, tesis ettiği gelir itibariyle Konya’nın en zenginidir. Şehrin muhtelif semt ve mahallelerinde ve Ilgın’da birçok dükkânlar, hanlar vakfetmiştir. Yüz beş odalı Mescitli Yeni Han’da bunların arasında idi. Evkafın bir kısmının yerine şimdiki Buğday Pazarı yapılmıştır.
Hayatta iken evkafın mütevellisi ve medresenin müderrisi kendisi olacaktır. Vefatından sonra konağın menfaatleri ve oturma hakkı, medresenin müderrisliği, caminin imamlık ve meşihatı oğlu Seyyid Mehmed Emin’e şart koşulmuştur. Bundan sonra müderrislik erkek evladının en salihine verilecektir. Tevliyet ve konaktan faydalanma hakkı birinci batında erkek evladına, bulunmazsa kız evladına, bunlarda bulunmazsa azadlılarının erkek evladına, erkekleri yoksa kız evladına aittir. Eğer bunlar da bulunmazsa konaktan üç fakir âlim istifade edecektir. İbrahim Efendi’nin sağındaki mezar taşı 1766 yılında vefat eden refikası Rabia hatuna aittir.
Solundaki mezarda evladından bir zat medfundur.
Ankara Vakıflar Umum Müdürlüğü arşivinde 484 numaralı defterin 394. Sahifesinde 36 sıra numarasında 1127 yılı Rabiülahiri’nin sekizinci günü tanzim ve Anadolu Kadıaskeri İmamzade Mehmed Efendi tarafından tasdik edilen Türkçe bir vakfiye vardır. Vakfiyeden anladığımıza göre, Hacı İbrahim Efendi vakfiye tanzim edildiği zaman Konya Müftüsü bulunuyordu. Vakfiyeye göre toplanan dört yüz kuruşun rihbi ile İbn-i Salih Mahallesi’ndeki çeşmeye kendi çeşmelerine akan suyun altıda birini vermeye razı olmuştur. Bu çeşme aynı mahalledeki Müftü Çeşmesidir.
Mehmet Yümni Efendi
Mehmet Yümni Efendi, 1264/1877 yılında Konya’da dünyaya geldi. Babası Müderris Sinan Efendi’nin oğlu İsmail Asım Efendi, annesi meşayıh ve müderrislerden İçelli Mehmet Sadık Efendi’nin kızı Aliye Hanım’dır.
Mehmet Yümni Efendi, Hazret-i Mevlâna’nın Sultan Veled-Ulu Arif Çelebi kolundan 21. batın evladıdır. Mehmet Yümni (Varol) Efendi, Nakipoğlu Camiinde 56 yıl, imam-hatip ve cüzhan olarak görev yapar.