Bismillâhirrahmânirrahim.
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır; “Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah´ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.”(Ankebût Suresi 45. Ayet)
Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde bu Ayet-i kerime için; Namaz hakikati, ne olduğu bilinerek kılınan sahih namaz, namaz dışında da, çirkinlikten, uygunsuzluktan uzaklaştırır. Yasaklamak, uzaklaştırmayı mutlak olarak sağlamasa bile herhalde gerektirir. Sahih ve doğru bir şekilde namaza devam edildikçe iyilik artar. Resulullah (s.a.v) tan rivayet olunmuştur ki: "Kim bir namaz kılar da, o namaz kendisini açık ve gizli kötülüklerden alıkoymazsa o namazla Allah'tan uzaklaşmaktan başka bir şey artırmış olmaz" buyurmuştur. Onun için İbnü Mes'ud (R.a) Hazretleri demiştir ki: "Namazını gereği gibi yerine getirmeyen Allah Teâlâ'dan uzaklığı artırmaktan başka bir şey yapamaz." Bunun sebebi, çünkü namaza itaat, onun sınırlarını gözeterek hakkıyla kılmaktır. Onun sınırında ise açık ve gizli bütün kötülüklerden men ve alıkoyma vardır. Şu halde namaza itaat onu hakkıyla kılıp yasağını tutmakla olur.
Bugün Müslümanların en çok düştüğü hatalardan bir tanesi, namaz kılmakla her şeyin tamam olduğunu zannetmeleridir. Çözümü çok uzakta aramanın da pek tutarlı bir tarafı yoktur. Kıldığımız namaza dönüş gerçekleştirdiğimizde çözüm de kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Müslümanlar olarak bir günde üzerimize sünnetleri ve vacipleri de dâhil 40 rekât namaz kılmak düşüyor. Her rekâtta vacip olarak okumakla yükümlü olduğumuz Fatiha Suresinde Rab Teâlâ Hazretleri şöyle buyurmaktadır; “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.”(Fatiha Suresi 6-7. Ayetler)
Bu iki Ayet-i Kerime hayatımıza etki etmiyorsa kıldığımız namazın bizi alıkoyacağı kötülük ve fuhşiyat yoktur. Müslümanlar olarak günde 40 defa yaratıcımıza yakarışta bulunuyoruz ve fakat huzurundan ayrıldığımızda Allah Teâlâ hazretlerinin emrinin dışında işlerin peşinde koşuyoruz.
Allah Teâlâ ve Tekkades Hazretlerinin Ayet-i Kerimede; “gazaba uğrayanlar ve sapıklar” ifadesi ile kastettiği kimseler Yahudi ve Hristiyanlardır. Şimdi bizler günde 40 defa dua edeceğiz fakat duamızın tersine bir hayat yaşayacağız ve bu kıldığımız namazın bizleri kötülüklerden alıkoymasını bekleyeceğiz.
Bugün giydiğimiz kıyafetten, yediğimiz-içtiğimiz şeyler, günlük hayatta kullandığımız araç gerece kadar her şeyi bu iki kâfir toplumdan örnek alarak yapıyoruz veya onlardan alıyoruz. Öyle ki devlet idaremizi dahi onların belirlediği yasalardan oluşturuyoruz. Onların ön gördüğü ahlak ilkelerini kabul ediyoruz. Onların yaşamı nasıl ve ne şekildeyse elimizden geldiğince taklit ediyoruz. Sonucunda bu kıldığımız namazlar hayatımızda bir şey ifade etmez hale geliyor.
Sonuç olarak bir Müslüman bilmeli ki namaz her türlü fuhşiyattan ve kötülükten bizleri alıkoyacak kadar etkili bir ibadettir. Efendimiz aleyhisselatü vesselamın buyurduğu gibi "Namaz dinin direğidir, kim onu terk ederse dinini yıkmıştır."( Acluni, Keşful Hafa, II/31) dinimizi ayakta tutmak istiyorsak namazı bırakmayacağız. Dinimiz ayakta kalınca Allah Teâlâ Hazretlerinin lütfuyla bizlerde ayakta kalacağız, her türlü kötülük ve çirkin iş de bizden uzakta kalacak.
Geh namâz ü geh tasadduk geh duâ
Leyse li’l-insâni illâ mâ sa’â
(Namaz kıl, sadaka ver, dua et
İnsan için emeğinin karşılığından başkası yoktur)