İskender, Aristo’ya bir mektup yazar.
“Zaptettiğin topraklardaki insanları hakimiyetim altında tutabilmek için neler yapmalıyım” diye görüş beyan etmesini ister.
Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
Ülkenin ileri gelen insanlarını hapse mi atayım?
Ülkenin ileri gelen insanlarını kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’nun cevabı;
Sürgünde toplanıp sana başkaldırırlar.
Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar.
Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
Çözüm olarak şu nasihati verir;
“İnsanlar arasına nifak tohumları ekeceksin,
Birbirleriyle savaşınca,
Hakem olarak kendini kabul ettireceksin
ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın.”
Nargilelerinizi derin derin çekin.
Arabayı yenilediniz mi?
Yeni bir site yapılıyormuş isminizi yazdırdınız mı?
Yeni imar yerleri açılmış, parsellediniz mi?
Nifak tohumları ekilmiş,
Aranıza fitne girmiş,
Hiçbir şeyin farkında değilsiniz.
Varsa yoksa kendi egolarınız…
Kendiniz,
Aileniz,
Şehriniz,
Ülkeniz,
Değerleriniz…
Umurunuzda mı?
SONSÖZ:
Ülkem! Güzel ülkem… Neden bu hallerde? Hiç düşündünüz mü? Düşünmeyin, devam edin.