Nasıl davranmalıdır?

Prof. Dr. Recep Dikici

Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Doğu Dilleri ve Edebiyatları (Arap, Fars, Urdu ve Japon Dili ve Edebiyatları Anabilim Dalları) Bölüm Başkanı iken, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Karmış Bey, bölümümüze derse geliyordu. Bir gün odamda sohbet ederken, “Azîzim! Ömrümüz de mudârâ ile geçti.” diyerek, latifeyle bir hayat gerçeğini dile getirmişti.

Kendisine veya başkalarına zarar gelmek korkusundan dolayı iyiliği emr etmek ve haramı men etmek mümkün olmazsa, böyle fitneye mani olmak için susmaya, Mudârâ etmek denir. Kalbi, haramı men etmek istediği halde, mudâra yapmak câizdir. Hatta sadaka sevabı hâsıl olur.

Mudârâ ederken tatlı dilli ve güler yüzlü olmak lâzımdır. Talebeye ders verirken de, mudârâ yapılır. Nitekim İmâm-ı Gazâlî (rahimehullahu Teâlâ) şöyle buyurmaktadır: ”İnsanlar üç kısımdır: Bir kısmı, gıdâ gibidir. Herkese, her zaman lâzımdır. İkinci kısmı, ilâç gibidirler. İhtiyaç zamanında lazım olurlar. Üçüncü kısmı, hastalık gibidir. Bunlara ihtiyaç olmaz. Fakat kendileri insanlara musallat olurlar ve bulaşırlar. Bunlardan kurtulmak için, mudârâ etmek lazımdır.”

Mudârâ câizdir. Bazan da müstehab olur. Evinde, zevceye mudârâ etmeyen kimsenin rahatı ve huzuru kalmaz. Resûlullaha (sallallahu teâlâ aleyhi vesellem), biri geldi. Onu uzaktan görünce, “Kabilesinin en kötüsüdür” buyurdu. Odaya girince, gülerek karşılayıp, iltifatta bulundu. Gidince, Hazret-i Âişe (radıyallahu anhâ), sebebini sordu. “İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmayan kimsedir” buyurdu. O, Müslümanların başında bulunan bir münafıktı. Müslümanları onun şerrinden korumak için mudârâ buyurdu. Ayrıca başka bir hadîs-i şerifte, “Sıkılmadan açıkça haram işleyen kimseyi gıybet etmek caiz olduğu gibi, şerlerinden korunmak için, bunlara mudârâ etmek caizdir. Fakat mudârâ, müdâhane şeklini almamalıdır." buyuruldu.

Mudârâ, dîni veya dünyayı zarardan kurtarmak için, dünya menfaatinden vermektir. Müdâhane ise, dünya ele geçirmek için, dinden vermektir. Zâlime mudârâ ederken, kendisi ve zulümleri medh olunmaz.

Fitneye sebep olacak nasihati yapmamalıdır. Alay edenlere ve zarar vereceklere nasihat yapılmaz. Nasihat birinin yüzüne karşı olmamalı, umumi olarak, ortadan söylemelidir. Bazıları vardır ki, şöyle yapmaktadırlar demelidir. Hiç kimse ile münakaşa etmemelidir.

Allahü teâlânın razı olduğu ve beğendiği iyi işler yapmayı ve dinden ödün vermemeyi nasip eylesin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.