Avrupa'da gördüğüm vahim durum, ahlâk bozukluğu ve son derece dünyaya düşkünlüktür.
Âhiret hiç akıllarına bile gelmiyor.
Bizzat kilisede şâhit olduğum günah çıkarma saçmalığı ve şarkı söyleme aptallığı ile kendilerini kandırıyorlar.
İslâmiyetten mahrûmiyet, gayri müslimlere insanlığını bile unutturmuştur.
Vicdan yoksunluğu ve cüzdan düşkünlüğü son derece adaletsizliğe ve zulme sevk etmiştir.
İslâmiyet ve Batı arasındaki farkı, şu ifade en güzel şekilde açıklamaktadır:
“Bir zamanlar Fransız komünist partisi genel sekreteri olan Roger Garaudy vardı. Bu sonradan Müslüman oldu ve Türkiye’ye geldi.
Bir toplantıda, “Avrupalısın, yetmiş sene komünist partisine hizmet ettin. Şu an Hristiyanlığı da, Müslümanlığı da biliyorsun. Bu ikisi arasında ne fark var?” diye sordular.
Adam dedi ki, “Avrupa kafasında, bir tek sorunun cevabı aranır, o da, nasıl? Nasıl zengin olurum? Nasıl aya giderim? Nasıl makine yaparım?
Hep, bu nasıl sorusunun cevabını aramakla onların hayatı geçer. Başka bir şey yok.
Müslümanlıkta, hem nasıl sorusuna cevap vardır, hem de “Niçin?”
Eğer niçin sorusuna cevap veremiyorsanız, o zaman âhirette hâliniz duman.
Çünkü Allahü Teâlâ âhirette; niçin namaz kıldın? Niçin çalıştın? Niçin ibadet yaptın? diye soracak. Bunlar, eğer Allah rızası içinse, Cennetlik olursun.
Allahü Teâlâ’yı hiç hatırına bile getirmediysen, Cehennem’e gidersin.
İşte büyük fark buradaydı.”