Nasılsınız sorusuna genel olarak “iyiyim” desek de “iyi olmak” o kadar da kolay değil.
-Gerçekten iyi olmak çok mu zor?
İyi olmak sözün ötesinde sanıldığı kadar kolay değil; çünkü, insanın iyi olmaması için sürekli çalışan iki tane güç vardır. Bu güçler insanı iyilikten alıkoymak kötülüğe sevk etmek için bir an bile geri durmazlar. Sürekli kötülüğü vesveseler kötüyü iyi, iyiyi kötü göstermeye çalışırlar.
Aslında insan sürekli iyi olmak ister; bu fıtratının gereğidir. Ancak, bu iki güç yani nefis ve şeytan bunu engellemeye çalışır ve genelde başarılı da olurlar. Çünkü, çevresel etkenler nefis ve şeytana hizmet etmektedir. Şu televizyon programlarının yüzde doksanına, çevreye bir bakınız. Günaha bakmaya gerek kalmadan bile günah senin gözüne batmaktadır.
Onun için, insan iyi olmak için öncelikle iki güç ve diğer insanı kötülüğe sevk eden etkenlerle mücadele etmek zorundadır.
Diğer insanı kötülüğe sevk eden güçler dedim; bir insana en az nefis kadar belki de daha fazla zarar veren, kötülüğe sevk eden kötü arkadaştır. Hem kendimiz ve de özellikle çocuklarımızı kötü arkadaşlarından korumalıyız. Bu mücadelede ne kadar başarılı olunursa o kadar sonucu kişinin dünyası ve ahireti iyi olur.
Şeytan ve nefisle mücadele için öncelikli olarak Yüce Rabb’imizin yap dediği işleri yapmaya, yapma dediği işlerden kaçınmaya azami derecede titizlik gösterilmelidir.
Yapılması geren birinci öncelikli iş namazlarımızı vaktinde huşu içerisinde tadili erkanına riayet ederek kılmaktır. Namaz olmadan nefis ve şeytanla mücadele etmek imkansızdır.
Yüce Rabb’imiz; “Sana vahyedilen kitabı oku ve namaz kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarını bilir.” (Ankebut/45) buyuruyor.
Namaz kişiyi her türlü fuhşiyattan yani kötü ve pis işlerden hatta kötü düşüncelerden korur. Eğer bir insan namazını kılıyor; ancak, harama helâle dikkat etmiyor; adaletli davranmıyor; zina, riba, gıybet gibi her türlü kötü işleri yapıyorsa muhakkak ki namazını hakkıyla kılmıyordur.
Burada suçlanması gereken namaz değil; namazı kıldığını sanan kişidir.
Namazdan sonra sırasıyla bir kişi Allah’ımızın yapmakla zorunlu kıldığı ibadetler olan oruç, zekat, hac gibi ibadetleri yerine getirmelidir. Bunları hakkıyla yerine getiren insanın kalbi de alış verişi de; kısaca tüm işi gücü de iyi olur. Ayrıca, zina, riba, riya, gıybet, içki, uyuşturucu, kumar, ana babaya isyan gibi büyük günahlardan uzak durur ve bunları işlememek için azami gayret gösterir.
İnsan, nefsi terbiye ve teskin etmenin yani etkisizleştirmenin en önemli yolu olan Allah’ı (cc) zikir ile meşgul olmalıdır. Allah’ı (cc) zikri, dilden kalbe indirmek için tasavvufla iştigal etmelidir. Müslümanların iman ve itikadını bozmaya çalışan hoca kılıklı İslam düşmanı emperyalistlerin uşağı proje adamları, insanımızı tasavvuf ve Eshab-ı Kiram düşmanlığı ekseninde kandırmaya çalışmaktadırlar. Eğer, kendini hoca diye sunan birisinde Eshab-ı Kiram ve tasavvuf düşmanlığı sezerseniz ondan şeytandan uzaklaşır gibi uzaklaşın; çünkü o, şeytandan bin kat daha tehlikelidir.
Ahmet Bin Hanbel’in (rah) talebelerinden Mervezi (rah) anlatıyor:
Bir gün Hocası Ahmet Bin Hanbel’in (rah) yanına gidiyor ve nasıl olduğunu soruyor. Ahmet Bin Hanbel Hazretleri; “Rabb’im farzları yerine getirmemi; peygamberim sünnetlerine sarılmamı; melekler amellerimi ihlasla yapmamı; nefsim heva hevesime uymamı; şeytan çirkin söz ve fiilleri yapmamı isterken; Azrail (as) ruhumu almak için beklerken, ailem nafakalarımı temin etmemi beklerken, ben nasıl olabilirim” diye cevap veriyor.
Dünyada ve ahirette iyi ve huzurlu olmak istiyorsak Allah’ın (cc) yap dediği işleri yapmaya; yapma dedikleri işleri yapmamaya büyük gayret göstermeliyiz.
Ne derece iyi olduğunuzu ölçmek için, “Allah’ın (cc) yap dediği işleri ne ölçüde yaptığınıza; yapma dediği işleri ne ölçüde yapmadığınıza” bakınız.
İyi olmak çok mu zor, sorusuna cevap verebilmek zor mu, kolay mı artık siz karar verin!