Nazım Hikmet, Türkiye’nin en büyük şairidir. Dedesi Nazım Paşa, Konya’da valilik yaptığı sırada torunu Nazım Hikmet, Konya’da dedesinin yanındadır. Nazım Paşa dindar bir insan ve Mevlevilik tarikatına bağlıdır. Paşa aynı zamanda şairdir.
“Neyden yansıyan zarif sözlerin vermek istediği işareti duyan Mevlevileriz
Aşkın hoş nidalarına uyan Mevlevileriz
Dünya zevklerini şöyle koyan Mevlevileriz
Zamanın zayıflıklarına uzak olsun diyebilen Mevlevileriz.”
Diye şiirler yazan paşanın evinde Konya’nın ünlü şair, yazar ve eğitimcileri toplanırlar mesneviler okunur, tasavvuf sohbetleri yapılırdı. Bunları dinleyen daha sonra Mevlevi dervişlerin dönüşlerini seyreden Nazım Mevlana’ya yazdığı şiiri dergah mecmuasına gördermiş ve yayınlanmıştır. O dönemin ileri gelenleri bu şiiri Nazım Paşa’nın yazdığını zannederek sormuşlar ve Nazım’ın yazdığı ortaya çıkmış olan MEVLANA adlı şiir.
Sararken alnımı yokluğun tacı
Gönülden silindi neşeyle acı
Kalbe muhabbette buldum ilacı
Ben de müridinim işte Mevlana
Elbette set çeken zulmeti deldim
Aşkı içten duydum arşa yükseldim
Kalben temizlendim huzura geldim
Ben de müridinim işte Mevlana
Nazım’ın 13-14 yaşlarında yazdığı bu şiir. Türk tasavvuf müziği topluluğu Koro Şefi Ahmet Yılmaz tarafından 2000 yılında bestelenmiş ve Şeb-i Arus törenlerinde okunmuştur. Ünlü şair Kuvay-ı Milliye destanında Konya’yı yazmıştır.
3 Ekim Konya.
Sabah.
500 asker kaçağı ve yeşil bayrağıyla Delibaş
girdi şehre.
Alaeddin tepesinde üç gün üç gece hüküm sürdüler.
Ve Manavgat istikametlerinde kaçıp
ölümlerine giderken
terkilerinde kesilmiş kafalar götürdüler.
Nazım ülkemizin dünyada şiirleri yüzlerce dile çevrilmiş bir şairidir.