İnsana değer vermek, saygı ve hürmet göstermek, tüm semavi dinlerde bir emir olmakla birlikte ahlaki değerlerinde temel taşlarındandır.
Aynı zamanda sosyal açıdan insanlarla ilişki ve iletişimin de temelidir.
İnsanlara saygı ve hürmet göstermeden, onlara değer vermeden insanlarla bozuk ilişkiler içinde yaşamak, kişileri tanımayı imkânsız kılar.
Tanımadığımız, bilmediğimiz bir şeye ise ya değer veremeyiz ya da önyargılarla onu asıl değer basamağına koyamayız.
Bunu yapamadığımız için de insanlara gereken ve hak ettikleri hürmeti gösteremeyiz.
Bunlardan önce ise, kendimizi tanımalı ve kendimize hürmet etmeliyiz.
Kendini tanımayan ve hürmeti olmayan insan, ne başarılı olabilir ne ilişkilerinde iyi olabilir ne de değer vermeyi öğrenebilir.
Hürmet etmek, gencinden yaşlısına, astından üstüne herkesin hak ettiği bir davranış biçimidir.
Bunu kendimize ilke edinip, kimseyi hürmetimizden esirgememeliyiz.
Hürmet gösterme erdeminden yoksun kişilerden oluşmuş bir toplumda saygısızlık, hilekârlık, adaletsizlik de gelişme fırsatı bulacaktır.
Hürmetten yoksun, saygı duymayan, birbirlerine değer vermeyen insanlardan oluşan bir toplumun geleceği de emniyette olmayacaktır.
Edep Ali Hazretlerinden ders alması gereken o nasihatler:
Ey oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, gün batarken ölürler!
Unutma ki dünya sandığın kadar büyük değildir!
İki paralık güneşe aldanıp sonra da karda, ayazda kavrulup gitme!
Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin!
Ama bunları nerede nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgârında savrulur gidersin.
Öfken ve benliğin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.
Azminden dönme çıktığın yolu taşıyacağın gücü iyi bil!
Her işin gereğini vaktinde yap!
Açık sözlü ol!
Her sözü üstüne alma!
Gördün söyleme, bildin bilme!
Sözünü unutma; sözü söz olsun diye söyleme!
Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir!
Sevildiğin yere sık gidip gelme, muhabbetin kalkar, itibarın olmaz.
Üç kişiye acı: Cahiller arasında âlime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibar kaybedene!
Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir!
Ululanma, düşmanını hor görme!
Düşmanını çoğaltma, düşmanlığın başını da sonunu da sen belirle!
Haklı olduğunda kavgadan korkma bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler…
Yukarıda okuduğunuz metin, yaşamımızın her döneminde hepimize; özellikle gençlerimize gerekli ve lazım olan altın değerinde öğütlerdir.
Tabii ki özellikle de; yüce Türk Milletinin geleceğinde rol oynayanlara ve oynayacaklara ayrı bir anlam taşımalı ve dikkatle yorumlanmalıdır.
Onun için: Ne idim, ne oldum, ne olacağım diyerek yaşamak, yaşamımıza yön vermek, her faninin dikkat etmesi gereken en önemli husustur.
Unutulmasın ki!
Bu yalan dünya, mevcut görevlerimiz, hiç kimseye baki değildir… Sadece;
“Baki kalan bu gök kubbede bir hoş sada’dır.”
Başarılı insan, insana verdiği değeri ve hürmeti, paranın ya da mevkiin yaptırım gücüne göre vermez.
İnsana hürmet ve değer vermek, o insanın ne olduğuna, kim olduğuna göre değil, insani değerlere göre yapılmalıdır. Çünkü insanlık değerlerine ve erdemlere ulaşmak, ancak erdemliliğin kazanılacağı zorlu yolculuk sırasında elde edilir.
Bu yolculuk, yaratılışın bize çizdiği yolculuktur.
Bu yolculukta, başarılar başarısızlıklar da vardır.
Ve her anında da insanlar…