Transfer sezonunun açılmasından bu yana her Konyaspor’lu gibi bizler de her gün farklı bir beklentiyle güne başladık. Yaklaşık 35 gündür hemen hemen her gün sosyal medya sayfalarına, gazetelerin internet sitelerine ya da televizyonların alt yazılarına gözlerimizi dikerek ve hayaller kurarak günlerimizi geçirdik. Fenerbahçe ve Antalyaspor’un!!! transfer sezonundaki hareketliliği tüm taraftarlarımıza ve yerel basınımıza kendi şehrimizin takımını sorgulama imkanı verdi doğal olarak. Ve özellikle son 10 gündür bu aslında masum olması gereken tartışmalar inanılmaz boyutlara gelerek tabir-i caizse pimi çekilmiş bir bomba haline getirdi Konya spor kamuoyunu.
Peki Konyaspor gerçekten de transfer sezonunda çok mu yetersiz kaldı ya da yönetim kurulumuz bu oyuncuları belirlerken!!! çok mu çapsız bir gidişat sergilediler? Aslında bu iki soru insanların kafasındaki binlerce sorunun alt yapısını oluşturuyor. Panik atak hastası futbol ulemalarına göre gönderilen oyuncular ile transfer edilen oyuncular arasındaki kalite düşüşü, bu sene Konyaspor’u daha lig başlamadan PTT 1. Lig’e düşürdü bile. Futbolu sadece Konyaspor maçları ve maç özetlerinden ibaret sayan bu güruh, Google vasıtasıyla ulaştığı bir kaç yavan bilgiyle sanki yıllarını futbol sektörüne vermiş insanlar gibi yorum yaptılar günlerdir. Evet beyler her transfer bir risktir ve yapılan transferlerde eğer % 60-70 başarı sağlanırsa o takım transferin en başarılı takımı ilan edilir. Ama güzel Konya’mızda klavye başına geçen ve -futbolun kitabını yazmış üstatlar- gibi yorum yaptığını sanan ama yazdıkları yorumlar bu işten anlayanlarca “baba bu ne, anne bana süt al” tadında yorumlar olunca insan sinirlenmeden edemiyor.
Bunun yanında yine bu 10 günlük panik süresi içinde forma renklerimizden tutun da hazırlık maçı yaptığımız takımların ismine kadar birçok şey eleştiri konusu oldu. Bundan öncesinde de sportif direktörümüz Murat Erdoğan’ın Konya’ya ayak bastığı 3. saat eleştirilmesine de şahit olmuştuk. Ya beyler biz ne zaman bu kadar büyük bir spor kenti olduk da şehrimize gelen takımları beğenmez olduk? Sahiden ben kaçırdım galiba bazı şeyleri. Daha düne kadar 2 bin kişiye Süper Lig karşılaşmaları oynuyorduk arkadaşlar. Tamam kurumsallaşalım, profesyonelleşelim ama bu 2 senede tamamlanmayacak kadar hassas ve önemli bir konu. Hem bu konu sadece Konyaspor Kulübünün kurumsallaşması ya da profesyonelleşmesiyle de olmaz. Tüm şehrin bu ivmeyi yakalayıp şehrin diğer dinamiklerini de bu hedefe doğru itiyor olması gerekiyor. Muhtemelen bu yazıyı okuyup da bana “Aha yönetimin yalakasına bak, kesin para almıştır bu” diye kızanlar ya da küfredenler olacaktır. Geçen yıl yine bu sütunlardan birçok hafta boyunca bu yönetim kurulunu ve başkan Ahmet Şan’ı eleştirdiğimi görmek isteyenler https://www.pusulahaber.com.tr/ adresine tıklayıp “Yazarın tüm yazıları” linkine tıklasınlar. Kendilerinin kafalarında dahi kurmaya cesaret edemediği cümleleri yazdım yeri geldiğinde. Ama dediğim gibi yeri geldiğinde. Beyler bir dakika ya. Sap ile samanı ayırt edelim. Alınan 8 oyuncunun çoğunun daha ismini telaffuz edemeyenlerin bu oyuncuların hatalı transfer olduklarını söylemeleri biraz ayıp oluyor. Şu an yapılan transferlerin takıma nasıl katkı vereceğini Allah (c.c.) dışında kimse bilemez. Dedim ya risklidir bu işler. Sadece şu aşamada iyi olması noktasında umut edebiliriz. Ama umut gerçek taraftarların kalbinde bulunur, mikser, rantçı veya iş bilmezlerin kalbinde değil…