Nefreti Suya Saldım

Ahmet Çapanoğlu

Bir insandan nefret edebilirsin ama ona duyduğun sevgiden asla nefret edemezsin. Eğer gerçekten sevdiysen, ona vermiş olduğun sevgin buna engeldir.  O insandan nefret etsen de, geride bıraktığın sevgi dolu anlarını hatırladıkça mutlu olursun. 

Sevgiden veya sevgiliden nefret etmek kadar saçma bir şey olamaz. Çünkü sevgi nefret aracı veya sonu nefretle biten bir duygu değil, mutluluğa doğru yol alan, çirkini güzelleştiren, hastayı iyileştiren ve karşındaki insana uzattığın bir gül gibi sade ve temiz bir duygudur.  Bu yüzden insanlar ölse bile sevgi sonsuza kadar yaşar.  Bu sevgi kişiye veya bir nesneye hiç fark etmez.  Yine bir karşılaştırma olacak ama aşk öyle değil.  Aşk başlar yaşanır ve biter, sonunda hatırlanan yine hatıralar olur ama acı buruk bir düşünce kaplar içini.  Aşkın ateşi yakar kavurur ama sevginin ateşi yüreğini ısıtır, yaşama sevinci verir.  Sevgi bütün benliğinle kendine ve hiç bir kimseye zarar vermeden yaşayabileceğin hatta yaşatabileceğin bir duygudur. 

Evet, nefret aslında hiç ağza alınmayacak, kalbe sokulmayacak kadar kötü bir duygudur. Aslında sevgiden bahsederken nefreti hatırlamak, onu telaffuz etmek, onu yazmak kadar kötü bir şey olamaz. Birbiriyle bağdaşmayacak kadar iki ayrı kavram. Her ne olursa olsun, her ne yaşadıysan, iyi veya kötü, tatlı veya acı, nefret etmek yerine ders alarak, onda bir mutlu anı bularak, onunla yetinip mutlu olmaya çalışmalısın. O sözcüğü unutup sevgiyle yaklaşmalısın. Hayat nedir ki, bugün var yarın yok. Bugünü de yaşarken, mutlulukları, sevgileri, hatırlayarak yaşayıp yarına kendini hazırlamak değil mi. Belki yarın gelmeyecek, neden bugünü nefretle yaşayasın. Yaşanacak bir an varsa oda şu anı sevgiyle, gülümsemeyle, mutlulukla, almaktan çok vermekle, doya doya yaşamak gerekmez mi?

Neden nefret, neden acı olsun ki, iki kişi veya kişiler arasında yaşanmış, ortak bazı duygular paylaşılmış, belki belli hatalar zincirinden oluşmuş bir olayın sonucunda, yaşananların kötü tarafını hatırlayıp nefret etmenin, pişman olmanın bir anlamı yok. Nefret çok ağır bir yüktür. Bu ağırlığı taşımaksa insana eziyet verir. Bu yükü taşıyamayacağımı çoktan anladım. Ben çoktan nefreti saldım suya, aktı gitti.

Hayat nedir ki. İşte bugün varız, yarın gidiyoruz, hayat devam ediyor, daha nereye kadar acı, nefret ve üzüntüyle yaşayalım ki. Sen onunla yaşadığın zamanda bir mutluluk ara mutlaka paylaştığın küçükte olsa bir mutluluk anı vardır, onunla yetinip onu o anla yaşa. Hiç bir şeyi unutma ama, dün bitti, bir bugün var, belki yarın olmayacak.

Eğer sevgiye inanıyorsan, sevgiyi yüreğinde yaşıyorsan, hiç bir kötü duygu seni esir edemez. Senden bir şeyler koparıp alıp gidemez. Her ne olursa olsun, güzellikler ve yaşanan sevgiler kalıcıdır. Öylede olması gerekir. Eğer kırılmış, aldatılmış olsan bile, hayata küsmeyip, hayata meydan okuyarak birilerinden nefret etmek yerine, hayat bana daha ne kadar zarar verebilir deyip mutlu olmaya, içinde kalan bir tutam sevgiyi de birileriyle paylaşmalısın. Paylaştıkça çoğalacak ve nefreti unutacaksın. Çünkü sevgi paylaşıldığı kadar büyüktür. Paylaşmadığın sevgin, inancınla birlikte içinde yok olmaya mahkûmdur.

Haydi, birazda kendimizi kandırıp, mutluluk oyunu oynayalım ne dersin. Zaten yaşanacak sadece bir bugün kalmadı mı?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.