Okyanus Operasyonu’nu Konya Emniyet Müdürlüğü’nde Salih Tuzcu döneminde yuvalanan “FETÖ-PDY” yapılanmasından dolayı haklarında dava açılarak yargılanan paralel çete elemanlarının yaptığı ortaya çıktığında, hatırlarsınız Selçuk Üniversitesi Rektörlük seçimlerinde, aday Prof. Dr. Mustafa Şahin’e de iftira atılmıştı.
Konya’da görülmekte “FETÖ/PDY” dava dosyasına da bu kayıtlar var.
Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu ve sonraki seçimlerde Milliyetçi-Ülkücü oyların bölünmesi olaylarının arka planında da paralel yapının olmaması mümkün değil. Bu bölünmüşlükten ve ezilmişlikten kimlerin yararlandığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bu oyuna nasıl gelindiği ve nerede hata yapıldığı yanlışından Şahin bakışlı rektör adayı Prof. Dr. Mustafa Şahin’in rektör seçilmesiyle dönüldüğü ortada.
Paralel mixserciler şimdi tek tek yakalanarak Türk Adaleti önünde hesap verecekler. Asıl hesap (ilâhî adalet)ise elbette mahşerde görülecek.
***
Konya’da ikisi vakıf olmak üzere beş üniversite var. Bu üniversiteler içerisinde bu beş üniversiteye akademisyen yetiştiren tek üniversite ise; temelleri 1973’ten önce atılan Selçuk Üniversitesi. Bu üniversitemizin rektörü Mustafa Şahin Hoca diyor ki, 3 bin akademisyenden bin akademisyenin PDY üyesi olma durumuyla karşı karşıya olunduğunu belirterek “Selçuk Üniversitesi’ni paralel yapının içerisinden çıkarmaya çalışıyoruz. O kadar geniş, o kadar büyük bir yapılanma söz konusu” dedi.
Bu yapılanma Orhan Aydın ve Asım Hoca ve rahmetli Dinçer hoca dönemine kadar uzanır. Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu ve 28 Şubat döneminde hızlandığı ve Gökbel döneminde zirve yaptığı söylenebilir. Bu yapılanmada kimlerin, hangi görüşteki öğretim üyelerinin, oyları da katılırsa “dahli” olduğunu varın siz düşünün. Düşünen insan figürünü (heykeli) hatırlatarak şapkayı önüne koyup; “Nerede hata yaptık? Nerde aldandık?” sualine cevap aranmalıdır.
***
28 Şubat’ta Meram Tıp Fakültesi’ndeki hocaların hangi tele kulaklar tarafından dinlendiği ve hocaların birbirinden (idareciler dahil) korktuğu gerçeğini de yabana atmadan…
***
Şahin bakışlı hocamızın işi gerçekten kolay değil. Gözaltına alınan hocalar arasında o kadar tanıdık simâ var ki…
Selçuk Tıp’ta kendileriyle röportaj yaptıklarım ve Cumhurbaşkanı’na özel verilen o muhteşem Itrî Konseri’nde emeği geçen kardiyoloji uzmanı ve mîsıkîşinas hocalar bile var. Haklarında “paralelci” olduklarına dair pek fazla bir şey bilmediğim için bühtanda bulunacak da değilim.
Soruşturmaları beklemek ve verdikleri ifade doğrultusunda hareket etmek en temkinli yol.
***
Bu “FETÖ/PDY” yapılanmasının “Merkez Üssü Konya” olduğunu yazdığımızda kimse pek inanmadı. Hatta, HİSDER’de bu yapılanmanın öenmli ip uçlarını veren Bahri Bey’in haberini, bütün gazetelere yollamama rağmen yerel gazetelerin pek azı bu habere gazetelerinde yer vermişlerdi.
***
Konya’yı idare edenlerden bazıları, bu yapılanmaya ya inanmak istemediler ya da kendileri, bu yapılanmaya açık verdiklerinden dolayı ağızlarına kilit vurmak suretiyle ve kamuoyunda rezil olmamak adına hiç konuşmadılar. Hâlâ da konuşmamak için özen ve itinayla direnmeye devam ediyorlar.
Bunlar “Ankebût” suresindeki “örümcek ağı” gibi her tarafı sarmışlar. Konya’yı yönetme iddiasında olanlara bu sureyi okumalarını ve bir daha tefekkür etmelerini “salık” veririm.
AZİZİM DİYOR Kİ…
“Mü’min, Münafık ve Kâfir” kavramları artık daha da belirginleşmeye başlıyor.
Münafık’ın alâmetlerini burada sayacak değilim. Kriptolar gibi en zor anlaşılanları da zaten onlar.
Şahin bakışlı hocama ve ekibine Allah’tan başarılar dilerim.