Yıllarca bayram gibi kutlanan “NEVRUZ” zırvalığına artık bir son verilmeli. Bundan böyle Nevruz ülkemin gündeminden geri dönmemek üzere çıkmalı, hiçbir şekilde bayram olarak kutlanılmasına izin verilmemelidir. Bir devlet, kendine yönelik her türlü saldırının odağı olmuş PKK terör örgütünün sembol olarak kullandığı bu günün kutlanılmasına izin vermez, vermemeli.
Şu bilinmeli ki, Nevruz; Müslüman Türkün, Müslüman Kürdün bayramı olmayıp ateşe tapan Mecusilerin bayramıdır. PKK terör örgütü: bölücü örgüt olmanın çok ötesinde Müslüman Kürt çocuklarını İslam’dan uzaklaştırmaya çalışan İslam düşmanı bir örgüttür. Aslında esas amacı da budur.
-Öyle olmasaydı bu kadar İslam düşmanı devletler PKK’yı destekler miydi?
PKK’nın Güneydoğu illerinde “Özgür Kadın Platformu”, “Eğitim Odası” gibi örgütlenmeler adı altında sadece bölücülük değil; İslam düşmanlığı faaliyetini de yürüttüğü bilinmektedir. Bugün bu faaliyetlerine devam ediyorlar mı, bilmiyorum.
Emperyalist güçler ülkemiz ve insanımız aleyhine olan faaliyetlerini kadın ve gençlik örgütlenmeleri üzerinden yürütmektedirler. Gazeteci-Yazar Banu Avar, "Yurtdışından gelen felsefeleri kabul eden ve bunun için de yurtdışından bol miktarda hibe alan derneklerden; Uçan Süpürge, Mor Çatı, KADEM, KAGİDER gibi derneklerden uzak durun. Bunlar zehirlidir ve zehri bala bulayıp bize vermektedirler" diyerek önemli bir uyarı yapmaktadır.
Terör örgütünün İslami yönden Müslüman Kürt çocuklarına, kadınlarına yaptığı tahribat çok büyük olup bu tahribatın etkilerini en aza indirmek veya yok etmek için devletimiz üzerine düşenin fazlasını yapmalıdır. İnanın, bu tahribatın etkilerini yok etmek, başarıya ulaşmak çok kolay değil; çünkü, uzun bir süreci gerektirmektedir. Terör örgütü tümden yok edilse bile bu tahribatın yol açtığı tahribatın ortadan kaldırılması uzun yılları gerektirmektedir. Bunun gerçekliğini öğrenmek için Doğu ve Güneydoğu gençliğine bakmak yeterlidir.
Her neyse “Nevruz” konusuna dönersek;
İslamiyet’ten önce İran’ın resmi dini olan Mecusiliğe, kurucusunun adından ötürü Zerdüştilikte denilmektedir. Mecusilikte, güneşe, aya ve ateşe tapma ayinleri vardır. (PAKALIN, 1972: 2, 432 ve Büyük Larousse, 1994: 15, 9210).
Hz. Enes’in(ra) rivayetine göre; Hz. Peygamber(sav) Medine’ye geldiklerinde Medinelilerin eğlenip oynadıkları iki günlerinin olduğunu öğrendi. Bu günler “neyin nesidir” diye sordu. Medineliler de; “Biz cahiliyye devrinde bu günlerde eğlenirdik” dediler. Hz. Peygamber(sav); “Muhakkak Allah Taala, size bugünlerin yerine daha iyilerini, Kurban ve Ramazan bayramlarını lütuf olarak verdi” buyurdu (en-NESEİ, 1981: 3-4, 265). Hadisin metninde Medinelilerin cahiliyye dönemindeki iki eğlencelerinin ne olduğu belli değildir. Ancak hadis bilimi ile uğraşanlar bu iki eğlence günlerinden birinin nevruz öbürünün de mihrican olduğunu ve bu iki eğlence gününü Arapların Mecusi İranlılardan aldıklarını ifade etmektedirler. İslam dünyasında Fetevayı Hindiyye diye bilinen ve Hanefi fıkhı fetvalarının toplandığı kitapta ve öbür bazı güvenilir kaynaklarda cahiliyye döneminde Medinelilerin eğlendikleri günlerin Nevruz ve Mihrican günleri olduğu yer almaktadır (al-‘Azimabadi, 1415: 3, 341).
Çok öncelerden beri ülkemizin bazı bölgelerinde küçük çaplı baharın gelişi amaçlı kutlamalar yapılsa da devletimizin “Nevruz” ile ilgili yaklaşımları, kutlamaları, kurumsal bir anlayışa kavuşması PKK’nın “Nevruz”u sahiplenmesinden sonra olmuştur. Bu sahiplenmeden vazgeçilmelidir.
Şu yanan ateşin üzerinden atlama komiklikleri özellikle devlet erkanı tarafından yapılmamalıdır. Akıl var mantık var! Ateşin üzerinden atlanılır mı?
Müslüman kardeşim çok dikkatli olmak durumundayız! Bazı hassasiyet gösterilmesi gereken imani hususlar var ki; bu hususlarla ilgili “ne olacakmış” demeyiniz. Allah(cc) korusun küçük gibi görünen şeyleri dikkate almamamız imanımıza zarar verebilir. Bir Müslüman kimi, neden ve nasıl sevdiğini iyi bilmeli. Kişi Allah(cc) için sevmeli Allah(cc) için nefret etmeli. Fazla söze gerek kalmadan İmam-ı Rabbanî(ks) Hazretlerine kulak verelim;
“Hinduların bayram günlerine [ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hıristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyorlar; kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar; eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi süslüyorlar; o geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar; bunlar hep şirktir, kâfirliktir” buyuruyor. (Mektubat 3/41,)
Bırakınız, nevruzda ateşin etrafında halay çekip eğlenmeyi, ateşin üzerinden atlamayı, kalbimizden zerre kadar bile olsa meyletmek çok tehlikelidir.