Bayramımız bitti, insana bir sezon bitti gibi geliyor. Bir Müslüman için elbette Allah’ın her günü değerlidir ama bazı güzler daha değerlidir, bu günlerde yapılan ibadetlerin sevabı daha yüksektir.
Ramazan Ayı boyunca insanı, sevgisini, aşkını, muhabbetini, yanlışını-doğrusunu esas alan konuları seçmeye çalıştım. Bu yazılarımla ilgili güzel tepkiler de aldım.
Dedim ya sezon bitti, Rabbim nice güzel sezonlarla buluştursun bizleri. Bayramda sıla-ı rahim yaptım. Eş dost, akraba-ı taallukat, eski-yeni tanıdıklarla bir araya geldik, çocukluğumuzu konuştuk, hatıralar canlandı. Duygulandık, sevindik, üzüldük, ama yine de benim için iyi oldu.
İnsan geçmişi ile bağını koparmamalı. Bağını koparan, ipini koparmış gibidir. İpini koparanın nereye toslayacağı belli olmaz. Lütfen geçmişle olan bağımıza çoluk çocuğumuzu da ortak edelim. Bağımıza onları da bağlayalım. Bağlayalım ki, geleceği aydınlık, manalı, muhtevalı ve sağlıklı olsun.
Bayramlar tatil günleri olmamalı. Tatil her insan için yapılan düzenli işe ara verme gibi görülse de benim için pek geçerli değil. Bayram ziyaretleri de olsa ayağımı uzatarak yatamıyorum, zamanımın tümünü farklı bir şeylerle doldurmak istiyorum. Bu defa öyle oldu.
Bayram da ilkokul arkadaşlarımız bazılarıyla bir araya geldik. Aynı köyden ve aynı yaşta olmamıza rağmen görüntülerimiz arasında oldukça büyük farklılıklar vardı. İçinden iki kişinin durumu biraz farklı idi. Birisi bendeniz, diğeri ise bir öğretmen arkadaşım.
Daha sağlıklı ve fit görünmenin sebebi;
1.Gıdamıza dikkat etmemiz,
2.Spor düşkünü olmamızdandı.
Eğitimli olan çok ama çoğu sigara içiyor, düzensiz ve aşırı gıda alıyor, emekli olanlar zaman öldürüyor. Kısacası daha sağlıklı ve iyi görünenler yukarıda önemini vurguladığım iki konuya dikkat etmeleridir.
Efendim, ısrarla ve de ısrarla üzerinde duracağım ki, ilmen de tespit edildiği gibi, toplumumuzda aşırı beslenmeye bağlı olarak sağlık sorunları alabildiğine artan insanımız var.
Ziyaretlerim de gördüğüm gibi, köylü-kentli, klasik-modern görünümlü hanımlar alabildiğine kilolu, inadına şişman. Çoğunun da kalp, kolesterol, şeker, obezite problemi; kas ve eklem ağrıları var. Henüz 60’ına gelmemiş hanımlar yürüyemeyecek kadar problemli, manen çökmüş, sıkıntılı durumdalar.
Kendilerine “maddi durumunuz 30 yıl evvelinden daha iyi değil mi” diye sorduğumda “evet” cevabını almama rağmen “bu bunalım da ne” dediğimde, doğru dürüst bir cevap alamadım. Demek ki, insan zenginleştikçe en çok talep ettiği huzuru bulma olayı pek gerçekleşmiyor, diye sorgulayabiliriz.
Zenginlik kötü bir şey değil ama “zengin olma uğruna kaybedilen değerler” de sorgulanmalıdır, diyorum.
Sorgulardan kazançlı çıkanlar olmamız dileği ile
Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.