Kupanın ilk ayağında İstanbul'dan avantaj ile dönmüştük. Hafta sonu Mersin deplasmanından da 3 puanla dönerek sıralamada üçüncü, moral olarak zirveyi oynuyorduk. Beşiktaş ise maç eksiğiyle de olsa zirveyi Fenerbahçe'ye kaptırmıştı. Fikret Orman'ın maçtan önce yaptığı lüzumsuz açıklamalar ise bir anlamda bu maçtan ne kadar çekindiklerini gösteriyordu.
Maç gününün sabahı Beşiktaşlı bazı kişiler tarafından, mini Arena otobüs durağına sprey boyalar ile zarar verilmiş olsa da, bu zarar Konyasporlu futbol severler şehrini sevenler tarafından giderilmişti.
Maçtan önce doğu tribünlerimiz tarafından yapılan koreografi, açık bir kanaldan naklen yayın olmasına karşı tıklım tıklım dolan tribünler. Kadroyu gördüğümde birçok kişinin aksine sevindim diyebilirim. Konyaspor'un dün sahaya çıkardığı kadroda ki oyuncuların ortak özelliği hızlı olmaları, top rakipte iken daha etkin olmaları ve Beşiktaş'ın oyuncularına tabir caiz ise nefes aldırmamalarıydı. Benim görüşüme göre, Aykut Hoca ilk maçın sonucuyla alakalı olarak Beşiktaş'ın baskılı başlayacağını ilk 45 dakika kalesini gole kapatırsa maçı alabileceği yönündeydi, böyle de oldu. İlk yarım saat içinde bekledik, rakibi yorduk sonra boşlukları değerlendirmeye çalıştık. Dakikalar 44 olduğunda ise inanın sanki Konyaspor değil de Barcelona ya da Bayern Münih'in maçına gelmiştik. O pozisyon gol ile sonuçlansa sezonun en iyi gollerinden biri olacaktı. İkinci yarıda akıllı oyunun yanına bir de ekstralar eklemiştik. Mehmet Uslu ve Ömer Ali'nin özellikle bu maçta ki performansı harikaydı.
Bir konuya parmak basmak istiyorum Aykut Kocaman geldiği günden beri söylediğimiz, takım oyunu artık oturmaya başlıyor. Sistem çalıştığı için kimin nerede ne zaman oynadığı fark etmiyor. İçerdeki kardeşliğin boyutu takdire şayan. Beşiktaş karşısında 4-5 oyuncu farklı çıkmak ve normalde oynayan oyuncuları ah bu olsaydı keşke diye aramamak tamda demek istediğim şey. Sahada Skubic, Douglas, Ali Turan gibi oyuncularımızın yokluğu hissedilmezken, Volkan sırıtmadı bile. Meha'nın tam da yorulup oyundan düşmeye başladığı sıralarda gelen harika golü ise bize yarı final kapısını aralarken Konya'ya gelen deplasman tribünündeki misafirlerin ise koltuklara zarar vermeleri maytap kullanmaları ve çaresizlikten ettikleri küfürler ise gecenin tek olumsuz yanıydı. Aslında maç golsüz devam ederken Quaresma’nın tribünlere dönüp formasındaki armayı gösterip öpmesi bile tribünlerden ne kadar etkilendiğini gösterir gibiydi.
Hafta arasında sosyal yazılı ve görsel medyadan yürütülen atkınla formanla gel tarzında yapılan kampanyalar etkisini göstermiş ve tüm Türkiye yine muhteşem taraftarımız ile büyülenmişti. Yanlı medya yine de olumsuzluk ararken bir şey bulamayınca taraftar girişlerini yazmakla kaldı. Kendilerini İstanbul’da deplasman takımının taraftar girişlerinin önünden geçmeye davet ediyorum çorabına iç çamaşırına kadar aranan, taraftarları gördüklerinde belki yaptıkları haberlerden utanırlar.
Sonuç olarak; Konyaspor güzel oyununu galibiyet ile taçlandırdı. Futbolda bir takım iyi hücum yaparsa size görsel zevk verir, ama bir takım iyi defans yaparsa amacına ulaşır. Konyaspor bir tık ötede her zaman iyi defans yaparken zaman zamanda etkili hücumları ile gözümüze hitap ediyor. Konyaspor eğer bu kupayı kazanırsa, muhtemelen 3 büyük diye hitap edilen tüm takımları geçeceği için hiç kimsenin laf edemeyeceği bir kupa şehrimize gelecek.
Maçın Sözü; Hoca kral, şehir hazır, taraftar büyük, Arena muhteşem. Neden olmasın o Kupa Konya’ya gelecek.