TARİHE YOLCULUK (211)
Her üç kişiden ikisinin obez olduğu Konya, “kalp ve diyabet ve kanser hastalarının başkenti” olma yolunda hızla ilerliyor. Benim neredeyse; “Konya’nın bağrına beyaz zehir dayamış hançerini/Yok mudur kurtaracak Konyalı’nın bahtı kara maderini” diyesim geliyor.
Konya’nın o kadar çok sorunu var ki…
Hangi birini sayalım…
Tıpova Hastanesi’nin Şifa Sohbetleri’ne katılan Dr. Ender Saraç, sağlık açısından en önemli sorunlarından birini “Konya’da her üç kişiden ikisi obez” demek suretiyle dile getirdi. Medyatik hekimlerimizden olan Ender Bey, Konyalı hanımlara, şekerden ve undan uzak durmalarını önerdi.
Türkiye Selçuklu Devleti’nin payitahtı olan Konya’nın, yaşıtım olan Saraç Bey’den “Konya, benim için çok kıymetli ama kalp ve diyabet hastalarının başkenti” olduğunu duymak, ister istemez bendenizi üzdü. Kalp, diyabet ve dolayısıyla kanser hastalıklarının “başkenti” olmak aslında çok kötü bir durum.
Konya’nın önemli sorunlarından bir tanesinin sağlık olduğu böylece ortaya çıkmış oluyor. “Tatlı bir zehir” olarak nitelendirilen hamuru ve hamurdan yapılma yiyecekleri çok seven Konyalı kadınların çoğunun kalp ve diyabet ile kanser hastası olmaları, gerçekten çok üzücü bir şey. Hâlbuki Selçuklu dönemi Konyası yeme ve içme noktasında incelendiğinde, çok sağlıklı bir mutfak kültürüne sahip oldukları görülecektir. Bizim atalarımızdan almamız gereken diğer kültürler yanında neden mutfak kültüründen hisse kapmadığımız hususunu masaya yatırmamız gerekiyor.
Obez hanımlardan oluşan Konya’da sağlıklı nesiller yetiştirmek için ivedi olarak Konyalı hanımların bu sorununa el atmak, Kadın Günleri ve otellere taşan Kadın Matineleriyle ilgili üniversitelerimizin bu hususa bilimsel olarak katkı sağlamalarını beklemek, istemek gerekiyor. Bu konuda ellerinde yapılmış araştırmalar elbette vardır. Bu araştırmaları kamuoyu ile sık paylaşmaları ve tedavi noktasında uyarma vazifesi yapma açısından medya ile birlikte hareket etmelerinde yarar var.
BÜYÜKŞEHİRE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR
Bu arada Konya Büyükşehir Belediyesi’ne de büyük görevler düşüyor. Konyalı kadınların yürüme sporuna alıştırmak ve farkındalık oluşturmak adına toplu ulaşım otobüs duraklarını mesafelerini dar tutmak yerine biraz daha genişletmek ve uzak tutmakta fayda var. Konya’yı yöneten üst düzey bürokratlarımızın hanımları ve muhtereme eşlerinin de bu konularda farklı etkinlik ve programlara katılarak öncülük yapmaları gerekiyor. İdareciler her konuda örnek olmalı ve numune teşkil edecek davranışlar ile sosyal ve kültürel etkinliklere katılmalılar.
Nasıl ki atalarımız “Güneş girmeyen eve doktor girer” demişlerse; büyük iş merkezleri ile bazı evlerde, arabalarda mor ötesi ışınları filtreleyen camların kullanılmasıyla bu ş merkezlerine, evlere ve arabalara hekimlerin girmeye başlayacağına kesin gözüyle bakılabilir.
Netice itibariyle Konya, obezleşme (şişmanlama) açısından S.O.S veren bir şehir olma özelliğinden acele kurtarılmalıdır.
Sağlıklı beslenme ve diyet formülleri ortaya konulmalıdır. Buna uyacak iradeye sahip olma noktasında kadınlarımızın bıkmadan, usanmadan bilinçli olmaları sağlanmalıdır.
KARAMERCAN’A GEÇMİŞ OLSUN
Kanal42’de meslektaşım Mehmet Ali Kayacı’yla birlikte Konya’nın daha başka sorunlarına da değinmiştim.
Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Ali Osman Karamercan dönemi, odalarda yaşanan seçimlerin demokratik bir şekilde ve sağlıklı bir seyir dönemine girmişken kendisine yönelik bir silahlı saldırı, kafalarda soru işaretlerine yol açtı. Kıymetli başkanımıza “geçmiş olsun” diyorum. Bu silahlı saldırı, ihtar ve tehdit kokan menfur saldırı aslında bütün oda başkanlarına, başkan adaylarına yapılmış sayılır. Karşı taraf bu demokratik seçim usulünden pek haz almamış olacak ki, kendi kırmızı çizgilerini Karamercan’a ve Karamercan gibi düşünen diğer oda başkanlarına, bir kabadayı edasıyla hatırlatmak gereği duymuş. Bu silahlı saldırı, “Daha fazla ileri gidersen canına da kastederiz!” tehdidinden başka bir şey değildir. Emniyet güçlerine çok büyük iş düşüyor; Konya’nın “dingorun ahırı” olmadığını, bir “huzur şehri” olduğunu göstermek açısından.
YARIN: Ne yiyor, ne içiyor ve ne konuşuyoruz?..