Ülkemizde 1996’dan bu güne 22 Kasım günü “Diş hekimliği günü” 22 Kasım'ı içine alan hafta da “Ağız Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlanıyor… Malum “Diş ağrısı, kabir azabı” demişler. Önemine binaen böyle demişler ama tabi ki kabir azabının ne şekilde şiddetli olabileceğini ancak Rabbimiz bilir.
Diş ve diş eti rahatsızlıklarını yaygınlığı ve tekrarlama oranları nedeni ile insanların karşılaştığı en büyük sağlık sorunlarından biri olarak tanımlanasının nedeni bir takım hastalıklara davetiye çıkarması…
Yapılan araştırmalar ağız ve diş bakımının iyi yapılmamasının; bireylerde kalp ve damar hastalıkları, osteoporoz, üst solunum yolları enfeksiyonları, diyabet ve kalp zarı iltihabı riskini, gebelerde ise düşük doğum ağırlığı ve erken doğum riskini arttırdığını göstermiştir.
Ancak "Diş ve diş eti hastalıkları "Önlenebilir", "Kontrol edilebilir" ve "Davranışla iyileştirilebilir" hastalıklar grubuna giriyor. Alınacak koruyucu tedbirlerle hastalık oluşmadan önlenebiliyor. İşte bu yüzden iki gün önce bir diş doktoruna gittim.
Diş Doktoru bir güzel dişlerimi inceledikten sonra ilk sorusu “neden dişlerini bu kadar sıkıyorsun? Nedir seni bu kadar strese atan olaylar?” Dedi. Bende: “Saymamı ister misiniz?” Dedim. O da: “Yok yok kalsın!” Diye karşılık verdi.
Hiç sorun yaşamıyorken bile aniden karşınıza çıkabilecek olumsuz bir olay bile sizi günlerce strese atmıyor mu? Dünyada sorun mu biter? Biri biter bir diğeri başlar. Kime sorsam herkes bir hikâyenin ucundan tutar ve bir sorarsın, bin ah işitirsin.
Aslında her şeye şikâyet insanı asi yapar benim bildiğim… Bir de unutmadan diş sağlığı olayına gelince bence dişleri koruma tedaviden daha üstün gibi geliyor.
Ee, ne de olsa dişçi koltuğu korku tüneli… Ancak gelişen teknoloji bunu da çözmüş. Koltuğa oturmanızla her şeyin kolaylıkla bittiğini görüyorsunuz. Hani yazımızın başında da ifade ettik; “Diş ağrısı, kabir azabı” diye…
Öyle azap çekmenize hiç gerek yok! Oturun koltuğa bir rahatlayın şöyle! Ne diş azabı, ne kabir azabı; “Oh be! Dünya varmış!” Diyeceksiniz.
Selam ve muhabbetle…