1. Benden okuma tavsiyesi istendiğinde, geçtiğimiz günlerde ülkemize de gelen ünlü Fransız polisiye yazarı Jean Christophe Grange’i önerirdim, ta ki ‘Metropol Mücahidi’ni okuyana dek. Mustafa Everdi’nin bu hikaye kitabında bize bizi anlatan ve birbiriyle bağlantılı öyküler yer alıyor. Hikayenin ana merkezinde tipik bir Anadolu ailesi var, erkek kadın ve iki çocuk. Ömürlerinde hiç tatile çıkmamış, kıt kanaat geçinen bu ailenin serencamı bir otelde başlıyor ve çeşitli mecralarda devam ediyor. Uzun zamandır okuduğum en canlı, en doğal, en komik, en sürükleyici, en karın ağrıtan komiklikler/hitaplar… her şey var. Bu güzelliklerle bitmiyor kitap, her hikayenin sonunda yapılan yorumlardaki zeka parıltıları adeta hikaye içinde hikayeye dönüşüyor okuyucular için. Anlatılmaz yaşanır ve alınır okunur denir ya aynen öyle bir kitap ‘Metropol Mücahidi’, çok abarttığımı düşünebilirsiniz, okuduktan sonra bana hak vereceksiniz.
2. Ülkemiz gündeminde eğitimde yeni düzenlemeler var bildiğiniz gibi. Hemen her Milli Eğitim Bakanı’nda değişen eğitim sistemimiz, kendisine çok ama çok güven duyulan ve fazlasıyla kredi açılan Ziya Selçuk Bey’in açıkladığı yeni sistem oldu. Biz de konu hakkında naçizane düşüncelerimizi paylaşmak isteriz, en halisane duygularla. Önce öğretmenler kendini çok iyi yetiştirmeli, sınıf geçme sistemi düzenlenerek ortalamayla geçme kaldırılmalı, Mesleki eğitime daha çok yatırım yapılmalı ve meslek liseleri ziyadesiyle önemsenmeli, kendilerine yıllarca yatırım yapılan gençlerin son tahlilde güvenlikçi olmalarıyla sonuçlanan ve heba olan bloke yıllarına ivedilikle neşter vurulmalı, okullardaki yetiştirme kurslarının verimliliği arttırılmalı diyoruz biz de ilk planda.
3. Maarif sistemimizdeki değişiklikleri konu edinen yazılar noktasında teşekkürlerimiz olacak. Cesur tutumuyla D. Mehmet Doğan Bey, konuya köşelerinde yoğun olarak yer veren Abdülkadir Değer, Ufuk Coşkun, Ali Bal en çok alkışı hak eden isimler oldu. Eğitimi dert edinen köşe yazılarına daha bir önem veren Milat Gazetesi de takdirlerimizi hak etti.
4. Memiş Okuyucu Bey’in emek ürünü ‘Maarifimiz ve Geleceğimiz’ adlı kıymetli eseri, eğitim dünyamız için kayda değer tespit ve çözüm önerileri ile çok beğenildi, erbabınca istifade edildi. Ancak kitaptaki pek çok imla yanlışı ve hatta ifade kusurları böylesine önemli ve adanmışlık ruhuyla kaleme alınan bir eser için nazar boncuğu oldu adeta. Umulur ki, kitabın ikinci baskısında bu noksanlar düzeltilir.
5. Edebiyat Ortamı dergisi özellikle şiir ve hikaye yıllıklarıyla edebiyatımıza önemli katkılar sunan, benim de önemsediğim başarılı bir dergi. Derginin son sayısında Arif Ay’ın genel yayın yönetmenliğinden kendi isteğiyle veda haberini aldık. Satır aralarında hissedilebilecek mesajlar ve kulislerde konuşulanlara göre edebiyat dergisinde banka reklamlarına ve edebiyat ortamının sıradanlaşması gibi mevzular usta şair ve yazarı vedaya götürmüş.
6. Post Öykü dergisinin son sayısındaki ‘Postmodernizm’ dosyasındaki yazısında ve Muhayyel dergisinin son sayısındaki söyleşisinde Abdullah Harmancı’nın çelişki ya da kafa karışıklığını herkes fark etti mi acaba? İlgili dergileri edebiyatseverlere hararetle önerirken postmodernizme sıcak bakmadığımı ifade etme gereği duyuyorum.
7. Hikayemiz altın çağını yaşıyor derken, romanımızın da eksik kalmadığını, 2019’la atağa kalktığını görüyoruz. Özellikle Yapı Kredi Yayınları birbiri ardına yayınladığı romanlarla dikkatimizi çekiyor. Roman demişken iktisatçı Mustafa Özel Bey’in çabalarını da unutmamak gerek. İktisat ve siyaset üzerinden roman okumalarıyla, roman eleştirisine farklı bir boyut kazandırdı, bir romanın inceleme kitabı gibi hatta daha fazla bilgi verebileceğini, daha etkili olabileceğini ortaya koydu. Özel’in ‘ Sinekli Bakkal’ a ayrı bir önem verdiğini de ekleyelim.
8. Roman önerileri: Aşıklar Bayramı/Kemal Varol, Ayhan Geçgin/Bir Dava, İyilik/Şebnem İşigüzel, Camdaki Kız/ Gülseren Budayıcıoğlu, Yalan Satıcısı/Atilla Şenkon, Öksüz Ağaçların Çobanı/İsmail Güzelsoy, Kavuşmak/Gül İrepoğlu, Ulufer/Ahmet Kekeç…
9. ‘Kadın olmayan yer kazmalar toplantısıdır,’ diye düşündüm. Bir kadın olursa orada incelik, kibarlık, nezaket başlar. Masalarda okey oynanıyor; ama kelimeler bale yapıyor. Karşıdan karşıya parmak uçlarında rakseden kelimeler. kalın-balet kelimeler, ince-duyarlı-balerin kelimeleri başının üzerinde taşıyor. ( Mustafa Everdi, Metropol Mücahidi, Bilge Yayınları)
10. ‘ Bu dünyanın mutlularına bazı bazı kendi mutluluklarından daha üstün, daha derin mutluluklar bulunduğunu anımsatmakta yarar vardır, yalnızca budala gururlarını sarsmak için bile olsa.’ (Charles Baudelaire, Paris Sıkıntısı)