OLDU MU ŞİMDİ HOCAM?

Ali Dutal

Televizyonlarda yayınlanan dini şov programların hiç kuşkusuz starı Nihat Hatipoğlu’dur. Nihat Hoca’nın kendine özgü üslubu toplum tarafından kabul görmekte ise de zaman zaman eleştirilere de muhatap olmaktadır. Eleştiri konusu olan iki husus üzerinde durmaya çalışacağım.

Bunlardan biri iyi diğeri ise kötü ve üzücüdür.

Önemine binaen kötü ve üzücü olandan başlayayım. Sosyal medya paylaşımlarında yer alan bir videoda canlı yayında bir izleyicinin Nihat Hocaya; “Sahur vaktinde ezan 'Allahu Ekber' dedi ve çayımı içiyorum, çayımı bitirmeli miyim yoksa bitirmemeli miyim” sorusuna  Hoca’nın cevabı aynen şöyle:

“Ezan okundu, elinde çayın var, çayını bitir. Hz. Peygamber zamanında saat yoktu güneşin doğacağı yere ufka bakıyorlardı. Oradaki aydınlığa göre orucu yiyip bırakıyorlardı. Bu nedenle de ezan okunduğunda bu saniyede okundu diye bıçakla keser gibi hemen bardağı bırakma içmeye devam et. En azından ezan okununcaya kadar suyunu içmeye devam et. Son lokmanı yemeye devam et, çayını içemeye devam edebilirsiniz sakıncası yok dinen, o anda kesmenize gerek yok. Diyelim ki uyanamadınız sahura, bir kalktın sahura namaz vakti ezan okunuyor, o anda çay pişiremezsin MUTLAKA BİR ŞEY YİYECEKSİN, gidersin buz dolabına ekmeğinizi peynirinizi iç içe koyarsın birkaç lokma yersin akabinde bir ayran içersin, sütünü içersin, suyunu içersin ezan bitmek üzerdir, bitmiştir veya sonra Allahım niyet ettim oruca kabul et diye başlarsın, bıçak keser gibi kesmeye gerek yok” diyor. Konuşması aynen böyle, olduğu gibi aldım.

Bu fetvayı veren İlahiyatçı Prof. Nihat Hatipoğlu! İçimden dedim ki, bu fetvayı Nihat Hoca vermemeliydi, her halde boş bulundu (bulunmamalı) o an bunları söyledi. Öyle değil; araştırdım 2013 yılında ve daha sonraki programlarında da aynı cevabı vermiş. Kendisi de bu soru sık sık sorulan bir soru diye, söyledi.

Her ne kadar programlarında yaşanan bazı sahneleri beğenmesem de ehli sünnet bir adam. Hayretler içinde kaldım! Bir hocanın böyle bir fetvayı verebilmesi için akli melekelerini kaybetmesi gerekir. Namaz ve oruç gibi ibadetlerde vakit farzdır. Orucun farziyeti gereği imsak ile sahur arasında hiçbir şey yenilmemeli, içilmemeli bazı işler yapılmamalı. Neden imamın okuduğu ezanın sonrasını hesaba katıyorsun da öncesini katmıyorsun. Hadi ezan geç okundu veyahutta tam zamanında okundu.

Allah (cc) yardımcımız olsun. Neresini düzeltelim. Bırakınız hoca olmayı asgari İslami bilgiye sahip bir Müslümana bu soruyu sorsanız, vereceği cevap “imsak sona erdiyse bıçak gibi keserek yemeyi içmeyi bırakacaksın” der. Bu sorunun başka cevabı yok! Hoca “mutlaka bir şey yiyeceksin” diyor. Kalkamadıysan yemeyeceksin içmeyeceksin orucunu tutacaksın! Yeme içme, ölecek misin be adam!

Temkine uyulmadığı için Diyanet İşleri Başkanlığını eleştirirken Nihat Hocam temkinli davranılmasını söylemesi gerekirken şu işe bir bakın! Yazık, çok yazık! Nihat Hocaya uyup ezan okunurken veya bittiğinde yemeye içmeye devam edenlerin orucunun zayi olmasının vebalinin altından nasıl kalkılacak aklım almıyor!

Oldu mu şimdi bu hocam? Olmadı hocam olmadı!  

İkinci husus ise 13 yaşındaki bir Ermeni çocuğun canlı yayında şehadet getirerek Müslüman olmasına verilen tepkiler. Çocuğun ister şov ister kurgu isterse gerçek her ne olursa olsun milyonlarca kişinin izlediği bir programda Müslüman olması çok çok güzel ve sevindiricidir. Bu olaya tepkilere gelince;

Bir partinin Ermeni asıllı milletvekili, “Çocuk istismarı yapan program hakkında yarın RTÜK'e ve savcılığa suç duyurusunda bulunacağım” diyor. Ermeni vekile bir şey diyemem. Sonuçta Ermeni bilmiyorum Hıristiyan’da olabilir.

İnsan Hakları Derneği (İHD), “ İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı komisyon olarak ATV canlı yayınında Müslüman yapılan Ermeni çocuk ile ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Suç duyurusu metni, basına iletilecektir” açıklamasında bulunuyor.

Bu dernek ben bildim bileli Müslümanların haklarını hiçbir zaman hak olarak görmemiştir. İnsan hakkı olması için Müslüman olmamak gerekiyor. Bunlara da diyecek bir şeyim yok.

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı olan bir milletvekili; Nihat hocaya yakıştıramadım ve üzüldüm. Ailesinin rızası olmaksızın 13 yaşındaki bir Müslüman çocuğun Hristiyanlar tarafından vaftiz edilmesi durumunda ne hissedersem, bu görüntüler karşısında aynı hissiyatı taşıdım. İstismar mutlaka bir boyutu, asıl sorun empati yoksunluğu.” ifadelerini kullanarak tepkisini ortaya koymuştur.

Ülkemizde devletin izniyle kurulan Ateist, Deist Dernekler Müslüman çocuklarını dinsizleştirirken tepki yok; çünkü, Türkiye özgürlükler ülkesi. Esas tepki bunlara ve mücadele bunlarla olmalı.  Türkiye insanın güya yüzde 99’u Müslümanmış, geç oradan! Araştırma şirketlerinin verilerine göre insanımızın yüzde 10’a yakını kendisini Ateist, Deist ve inançsız olarak tanımlıyor.

Başta kurumlar ve kişiler olmak üzere herkes şu gerçeği iyi bilmeli; nesillerimiz İslam’dan uzaklaşıyor.

Nihat Hoca, kurgu, şov her ne olursa olsun bir çocuğun Müslüman olmasına aracılık yaptığın için hem de canlı yayında; sana yakıştırdım, sevindim. Şimdi oldu işte!

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.