Çok sevdiğim kardeşim, arkadaşım, berberim Emre Bozkurt’un ölüm haberini aldım bu hafta. Henüz 22 yaşında evlilik hayalleri kuran pırıl pırıl bir arkadaştı. Ama ölüm onu en çok sevdiği ve tutkusu olan motor kazasında buldu. Beklentiler umutlar geleceğe dönük planlar bir anda yok oluverdi. Kardeşime Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Hayat bize göre umutlar bir bütünü. Her gün yeni planlara yeni hedefler vs... Hiç ölmeyecekmiş gibi sımsıkı sarılıyoruz bu fani dünyaya. Oysaki ölüm hiç de uzakta değil hem de genç yaşlı, güzel çirkin, zengin fakir ayırt etmeden her an yanı başımızda.
“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya/35)
Bu ayet-i kerime bize kesin olarak bildirir ki ölüm herkes için vardır. Rabbim bizlere müslüman olarak son nefesimizi vermeyi nasip etsin.
Bence ölümü düşünmek insanlar üzerinde kötü değil iyi bir etki doğurur. Öncelikle kendine getirir ve kul olduğu bilincine vardırır. Bu yüzden her bireyin ölümü onun küçük kıyametidir.
Hz. Muhammed (sav), “ölenin kıyameti kopmuştur” buyurmaktadır. Tabiki ölümü düşünüp ve sürekli onunla yaşamak zor. Hele bizim gibi yarım bilgiler bilen yarım Müslümanlar için. Ölüm korkusu tabii ki insanidir. Ürperen içimiz, yarım bıraktığımız işler ev iş aile çocuklar daha neler.
Ölüm korkutucu, bu konuda vaaz verecek ne halim ne bilgim var lakin ölüm korkusunu her an hissetmeliyiz ki hayat terazimizi buna göre şekillendirelim.
Sonuç olarak ölüm bizi bir şekilde yakalayacak. Belki kalp krizi belki trafik kazası belki de hastalık adına ne dersek diyelim sonuç ölüm bizim için.
Kaçınılmaz son gelinceye kadar Allah’ın rızasından ayrılmamak ümidiyle.
Selametle kalın…