Ölümler de korona da sıradanlaştı

Emrullah Nergiz

İçselleştirdik mi demeliydim yoksa. Maalesef Dünya yeniden kapanmaları konuşuyor. Hollanda’da ciddi kısıtlamalar yeniden başladı. Avusturya’da aşı yaptırmayanlar için sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Pandeminin en sıkıntılı dönemlerinde, aşı henüz aktif şekilde kullanımda değilken daha az sayıda günlük ölümlere rastlıyorduk ama sokaklara çıkmamız yasaktı. Bugün değişkenlik göstermekle birlikte 250-300 bandında günlük vefat haberi alıyoruz.

Yine çevremizden ölenler ile karşılaşıyoruz. Korona ile başlıyor kısa süre sonra pıhtı atma ile devam ediyor. Sonrası muhtemel ölüm ile neticeleniyor.

Salgında ikinci yılımızı tamamlamaya yaklaştık. Aşı bulundu. Tartışması bir türlü bitmedi. Çoğunluğun yaptırması bir yana ısrarla aşı olmayanlar hep oldu. Hala da olmaya devam ediyor. Artık hiç kimseye bir şey demeye gelmiyor. Taraflar çok netleşti.

Türkiye’de aşı olmayanlara sokağa çıkma kısıtlaması gelir mi? Avrupa’daki örnekler uygulanır mı? Doğrusu ben bu sürecin evrileceği noktanın bu olmadığını düşünüyorum. Diğer ülkeler çok katı kurallar uygularken ülkemizde gönüllülük esasına göre hareket ediliyor.

Peki, şehrimizde durum nasıl? 2. doz aşılamada %70’i geçtik. Haritada halen sarı renkteyiz ama maviye yaklaştık. Yoğun bakımlarda doluluk oranı eskisi gibi değil. Hastanelerde birçok şey kontrol altında…

Maske takmayı çoğumuz artık önemsemiyor. Hastalığı geçirip iki doz aşısını olanlar daha rahat. Sağlık Bakanlığı 3. dozlara başladı.

Yine de tamamen tedbiri bırakmamalıyız. Ölümlerin yaş sınırı yok. Son güncellemelere göre 2022 sonunda salgın gündemimizden düşecek.

EKONOMİ PARTİSİ NE ÂLEMDE?

Kur-enflasyon-faiz dengesi yüzünden her gün yeni zamlar ile uyanıyoruz. Maalesef dolar kuru 10 TL’nin üzerine çıktı. Koca ülke öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor sanki.

Faiz artırınca kur düşüyor enflasyon yavaşlıyor. Faiz düşürünce kur da enflasyon da fırlıyor.

Faizi artırarak geleceğimizi mahvediyoruz. Faizi artırmaz isek her gün gelen zamlar ile bugünümüz içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Nasıl bir denge ya da dengesizlik bilemiyorum ama on yıllardır bu sarmalın içinden çıkamadığımız net. Kurun artması ihracat yapan için iyi gibi görünse de hammadde ve enerjide dışa olan bağımlılık günün sonunda her şeyi aynı sepete atıyor.

Dünyanın her ülkesinde enerji fiyatları da hammaddeler de zamlanıyor. Bu sadece ülkemize özel değil yani. Bunu bilelim. Bizdeki sıkıntı kur oynaklığı.

2001 krizi sonrası AK Parti doğmuştu. 2014 yılına kadar kurda kıpırdanma görmedik. Sürekli 1-2 lira bandında değişen bir seyir vardı. Haliyle altın gümüş de buna göre hareket ediyordu.

Şimdi elinde akıllı telefonu olup bankadan hesabına para yatırmış herkes ekonomist olmuş. Birkaç video analizi dinleyen akşam altın alıp sabah satıyor. Gümüş iyiymiş diyen ona yönleniyor. Doları Euroyu hiç söylemiyorum.

Eskiden parası olan farklı şeylere yönelirdi. Bugün milletin gözü finans sitelerinde. Ne kadar çıktı ne kadar düştü psikoloji kaldırmıyor artık.

Kur düşünce vah tüh eden, çıkınca keyiflenenin yanında düşse de alsak diye bekleyen çok. Bu şekilde para kazanmak ne kadar akıllıca bilemiyorum. Lakin devletin bu işe bu kadar müsamaha göstermesi doğru görünmüyor. Kazanırken iyi ama çok ciddi kayıplar yaşayanlar da var. Hele meblağlar yüksekse!

Sanki yokuş aşağı giden bir araç gibi hissetmeye başladık. Fren henüz boşalmamış ama frene basıp basmamanın kararını vermiş değiliz sanki. Aşağı yukarı 20 yıldır millet belirli bir seviyeye geldi. Evler araçlar aldı. Çoğunluğun hayat kalitesi arttı. Bugün o seviye maalesef aşağı çekiliyor. Ve hiç kimse dönüp dünü düşünmez. Kazanımlarını kaybetmek istemez. Hayat standartlarını aşağı çekmez.

Ekonomi yönetimi biraz daha bu işe kafa yormalı…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.