Kıymetli okuyucularımız merhabalar, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğünde pazartesi saat 04.17’de büyük bir deprem meydana geldi. Deprem başta Kahramanmaraş olmak üzere, Hatay, Gaziantep, Kilis, Adana, Osmaniye, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya ve Diyarbakır’ın aralarında bulunduğu 10 ilimiz etkilendi, ben öncelikle deprem bölgesinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar dilerim. Hala enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlere bir an önce ulaşılmasını dilerim. Milletimizin başı sağ olsun.
Geçmiş yıllarda bazen televizyonlarda bir felaketten sonra belki hiç eğitim almamış hatta okur yazar bile olmayan yaşlı insanlarımızın ‘Allah devlete zeval vermesin’ ifadesini duyunca sanki sıradan bir mırıldanma ve geçmişteki acılardan kaynaklandığını düşünür ve bu ifadeyi sıradan ve değersizmiş gibi düşünmeye sevk olurduk. Halbuki bu deyim, geçmişi binlerce yıla dayanan milletimizin imbiğinden süzülen ve derin anlamlar içeren bir ifadedir.
Tarihimiz boyunca onlarca devlet kurmuş bir millet olarak; bu kuruluş öncesi fetret zamanlarında devletsizliğin ne kadar zor olduğu, eşkiyalığın, başıboşluğun memleketin her tarafında karışıklığa, düzensiz, kanunsuz ve nizamsız ortamların varlığına ve felaketlere yol açtığı görüle gelmiştir. Belki de, bu kadar devlet kurmamızın nedeni, bu düzensizliği görmemiz ve kısa sürede organize olabilme kabiliyeti ve genetiğine sahip olmamızdır. Yine milletimiz, Osmanlı-Rus savaşından itibaren cumhuriyetimizin kurulmasına kadar, sürekli olarak bir savaştan başka bir savaşa koşturmuş ve savaşlardan çok yorulmuş, devletinin güçsüzleşmesine çok içerlemiştir.
Ülkemizin yakın çevresinde ve de dünyanın pek çok yerinde terörize edilen, iç savaş çıkarılan ülkelerin insanlarının göçlere zorlanması, öldürülmesi, özgürlüklerinin kısıtlanması ve varlıklarının gasp edilmesi en çok var olagelen sıradan olaylar gibi algılanmaya başlanmıştır. Irak, Suriye ve Libya gibi devletler bu kaos çıkarılan ülkelere en bariz örneklerdir. İç savaşlar ve göçler yüzünden binlerce insan yerlerinden edilmiş ve çoğu yok olup gitmiştir. Kaosun, terörün ve başıboşluğun sonucu olarak insanlar devletsizleştirilmiş ve maalesef gelecekleri kararmıştır. Bu açıdan bakıldığında da devletimizin varlığı ve bekası olmazsa olmazlarımızdandır.
Burada, aslında depremlerdeki yıkım ve kayıplardan daha çok, vurgulamak istediğim, devletin, düzeninin, organlarının, devlet organizasyonun, bu tür felaketlerin olduğu zamanlarda ne kadar önemli olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Aslında milletimizin de çok sık olarak kullandığı bir söz var ‘devlette çift başlılık olmaz’ diye, işte yönetimin ve yapılan her organizasyonun her zaman tek elden yapılması, ortaya çıkacak karmaşanın ya da kaosun oluşmasını engeller. Tamda bu yüzden bazı örgütler, çıkar grupları, kökleri ve beyinleri dışarda bazı siyasi yapılar ve menfaatperestler tek elden organizasyonlara ya da devletin kurumlarına karşı çıkarak oluşacak karmaşadan, düzensizliklerden medet umarlar.
İşte devletimiz, deprem gibi felaketlerin meydana geldiği böyle kaotik zamanlarda, hangi devlet organının bu görevi üstleneceğini belirlemiştir. Ülkemizde de bu konu ile ilgili görevlendirilen AFAD’ın görev ve yetkileri, 15/07/2018 tarihinde yayımlanan 4 No.lu Bakanlıklarla Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatları Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 30 ila 56’ncı maddeleri arasında belirlenmiştir.
AFAD’ın görevleri “afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetlerin ülke düzeyinde etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve olayların meydana gelmesinden önce hazırlık ve risk azaltma, olay sırasında yapılacak müdahale ve olay sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması, yurt içinde ve yurt dışında insani yardım operasyonlarının yapılması ve koordine edilmesi ile bu konularda politika önerilerinin geliştirilmesi ve uygulanması” şeklinde özetlenmektedir.
AFAD; görevleriyle ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, Türkiye Kızılay Derneği ve konu ile ilgili diğer sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlar ile iş birliği ve koordinasyonu sağlamakla yetkilendirilmiştir.
Devletimiz, bu büyük felaketi kendi organları vasıtası ile inşallah çözecektir. Aksi takdirde birçok kafadan çıkacak ses ve çok başlılık kaosa ve yönetilemez durumlar ortaya çıkaracaktır. Çok başlılık ve organizasyonsuzluk, can ve mal, zaman, emek ve finans kaybıdır. Tüm vatandaşların, devlet kurumlarının, STK’ların ve diğer örgütlenmelerin muhakkak tek bir organize çatı altından idare edilmesi gerekir, bu da konu ile görev ve yetkilendirilen AFAD’dır. Özellikle vatandaşlarımızın yapacağı her türlü katkı için bu kurumumuzla iş birliği halinde olması gerekir.
Bu deprem belki de yüzyılların en büyük yıkım, ölüm ve yaralı sayıları olan bir felaket olarak tarihe geçecektir. Devletimiz ve milletimizin iş birliği ile şu acı ve zor günler atlatıldıktan sonra, yaralarımız daha hızlı bir şekilde sarılacaktır. Devletimiz ve milletimiz gerçekten güçlüdür, Milletimiz yardımsever ve yüksek bir seciyeye sahiptir. Allah’ın izni ile her türlü felaketin üstesinden gelmeye muktedirdir.
AFAD ile ilgili daha fazla bilgi almak isteyen kurumun T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (afad.gov.tr) web adresini ziyaret edebilirler.
Allah devletimize de milletimize de zeval vermesin
Esen kalın.