Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de ormanlarımızın geleceğini tehlikeye atan etkenlerin başında şüphesiz orman yangınları gelmektedir. Ülkemizin Akdeniz kuşağında olması nedeniyle, özellikle yaz aylarında havanın kuru ve rüzgarlı günlerde orman yangını çıkma ihtimali yüksektir.
Ormanlar, ekolojik ve ekonomik faydalarıyla; dünya genelinde, insanların geçimini sağlamakta, sosyal kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasında, ekosistemlerin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında büyük bir rolü vardır.
Dünyanın çevresel geleceğini etkileyen küresel iklim değişikliğiyle mücadelede, en önemli karbon yutakları olan ormanlar insanlığın ve bütün canlıların geleceğinin sigortası konumundadır.
Orman Yangını: Serbest yayılma eğiliminde olan ve ormanda yaşama birliği içinde bulunan canlı ve cansız bilumum varlıkları yakarak yok eden ateştir. Yetişmesi yüzyıllar alan orman alanları birkaç saatlik bir yangınla yok olabilmektedir.
Ülkemizde iki çeşit orman yangını vardır. Bunlar örtü ve tepe yangınlarıdır
Örtü Yangını: Orman toprağını örten ölü ve diri örtüyü yakan yangındır. (Ot, çayır, funda, fide, fidan, yaprak, yosun, humus, kuru dal, kütük, devrik kesim artıkları v.s.) Meşcere (En az 1 hektar büyüklüğündeki yaş, canlı ağaç topluluğu, koruluk) asli ağaçlarına çoğunlukla zarar vermez ancak ormanda yaşayan diğer canlılar büyük ölçüde zarar görebilir. Bunun içinde yanan sahanın yangın sonrası takip ve kontrol edilmesinde fayda vardır.
Tepe Yangını: Ağaç ve ağaççıkların tepelerini de yakarak ilerleyen yangındır. Bu yangın türünde istisnalar hariç ormanın örtüsü, ağaçlarının gövdeleri ve tepeleri çeşitli şiddetle yandığından ağaçlar genellikle kuruyarak meşcere canlılığını kaybeder. Yani orman vasfı yok olur. ormanda yaşayan canlılar ölür. En tehlikeli orman yangını tepe yangınıdır.
Yangınının çıkış nedenleri: Eldeki istatistik bilgilerine göre; Yangının çıkmasına neden olan ateşin, ana faktörlerini; 1- İhmal ve dikkatsizlik (%59), 2-Kasıt (%12); 3- Yıldırım (% 9); 4-Nedeni bilinmeyen ( %20) olmak üzere 4 grupta toplamak mümkündür.
Burada da görüleceği üzere en önemli faktör insandır. İnsanın ihmal ve dikkatsizliği sonucu orman yangını çıkmaktadır. Peki nedir bu dikkatsizlikler?
- Ormanda güvenlik tedbiri almadan ateş yakmak.
- Yakılan ateşi söndürmeden bırakmak. Özellikle mangal için yakılan ateşin söndürülmeden bırakılması.
- Sönmemiş sigara izmariti ve kibriti yere atmak.
- Orman içinde veya bitişiğindeki tarlalarda istenmeyen otları veya tarla anızını yakmak.
- Gece aydınlatma için ormanda ateşle dolaşmak.
- Cam ve cam kırıklarını ormanda bırakmak, güneş ışığının camdan yansıyarak otları yakması.
- Çocukların orman içinde ateşle oynamaları
- Eğlence veya gösteri için ormanda ateşle bir şeyler yapılması, ateş yakılması.
- Tepelik yerlere selvi benzeri uzun ağaçlar dikilmesi, bunun sonucunda ağacın yıldırımı çekerek yanması, yangının sıçrayarak yayılması.
- Havaya atılan kurşunlu silahlardan meydana gelir.
Kasıtlı olarak ise;
- Orman alanı içinde yapılan kanunsuz işleri gizlemek için çıkarılan yangınlar.
- Yabani hayvanları uzaklaştırmak.
- Gelir elde etmek.
- Tarla büyütmek veya tarla alanı açmak için ormanı yakmak yakınca yangının kontrolden çıkması. Olarak sayabiliriz.
Orman yangınlarını gördüğümüz anda ALO 177 hattını (ücretsizdir) aramalıyız. Bu konuda Orman Genel Müdürlüğü Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından Orman Yangını İkaz Sistemi (oyis.apk) isimli Android uygulaması geliştirilmiştir.Ayrıca Günlük orman yangını listesi ve son durumlarını http://www.ogm.gov.tr/Lists/GuncelOrmanYanginlari/AllItems.aspx ‘den öğrenebilirsiniz.
Türkiye`de özellikle son yıllarda, ormanların korunması ve iyileştirilmesi, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarında büyük hamleler yapılmaktadır. Bu faaliyetlerin ülkenin ekonomisine ciddi katkılar yaptığı gibi, istihdamı da artırmaktadır.
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü tarafından yayınlanan “2010 Orman Kaynakları Değerlendirme Raporuna“ göre, dünyada orman alanları son 10 yılda yıllık olarak ortalama 5,2 milyon hektar azalmasına rağmen Türkiye, son 10 yılda yapılan ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışmalarıyla orman varlığını artıran ülkeler arasında 5. sıra da yer almıştır.
Ülkemizde sadece Orman Genel Müdürlüğü değil, Belediyeler, Üniversiteler, sivil toplum örgütleri, askeri birlikler ve gönüllü vatandaşlarımızın da adeta seferberlik halinde ağaçlandırma çalışmalarında yer alması sevindirici bir olaydır. Nitekim bunun neticesi olarak Türkiye son 30 yılda orman alanını yüzde 6, orman servetini ise yüzde 40 oranında çoğaltmayı başarmıştır. Ülkemizin toplam arazisinin yüzde 27,3`ü olan orman alanını, 2023 yılında yüzde 30`un üzerine çıkarmak en önemli hedefimiz olmalıdır.
Yeşil ve ağaç cennetle özdeşleştirildiğinden inananlar için ağaç değerlidir. İnsan olmanın onurunu taşıyan her birey yeşili yok etmeyi değil, bilhassa yeşil alanların çoğalması için çaba gösterir.
Yaratılan tüm canlıların hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan havadaki oksijeni üreten en önemli kaynaklardan biride yeşil yapraklardır. Yetişkin bir kayın ağacı 1 saatte 1.7 kg oksijen üretir, 2.3 kg karbon dioksidi absorbe eder, yani havayı temizler. Yeşil örtü varsa hayat vardır.
Yaşamak ve yaşatmak için, geleceğimizin güvence altında olması için, hepimiz ormanın bekçisi olmalı ve orman alanlarımızı ve yeşil dokumuzu korumalı ve yaşatmalıyız .Kalın sağlıcakla.
ÇEVRECİ SÖZÜ; Elimizle yaktığımız ateşi, gözyaşlarımızla söndüremeyiz.