Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, sıcak havalar ve uzun günlerin birleşimi sebebiyle oruç tutan kişilere önerilerde bulundu.
Vücudun sıvı ve tuz kaybı nedeniyle tansiyon, kalp ritminde bozukluk, baygınlık ve kan şekerinde düşme gibi sorunlar ortaya çıkabilir" diyen Bingür Sönmez, "Bunun için bu uzun günlerde gündüz en az bir saat uyumak çok önemli. Ramazan boyunca bir saatlik siesta, vücudun su ve elektrolit kaybını önlemek bakımından çok önemli. Ramazan ayı bundan bir asır öncesi gibi geçirilebilse sorun yok. İnsanlar sahura kadar direklerarası eğlencelerine katılıp sahur yaptıktan sonra gündüz öğle saatlerine kadar uyuyarak vakit geçirirlermiş. Günümüzde ağır çalışma şartları nedeniyle bu mümkün değildir.
Bu sene açlık süresinin 16-17 saat olması ve sıcaklar, vücutta su ve tuz kaybına neden olacaktır. Bu nedenle oruç tutacak sağlıklı kişilere gündüz mutlaka siesta yapmalarını öneriyorum. Gündüz iki saatlik uyku uzun süreli açlıktan metabolizmanın daha az etkilenmesine yardımcı olacağı gibi kalbe de çok iyi gelecektir. Akdeniz ülkelerinin bir geleneği olan siesta denilen öğle uykusu alışkanlığının olduğu ülkelerde, kalp hastalıklarının düşük olması dikkat çekici bir durumdur"şeklinde konuştu.
ORUÇ TUTANLAR İÇİN GÜNDÜZ UYKUSU ŞART
Öğle saatlerinde ya da öğle sonrası bir saatlik uykunun son derece dinlendirici olduğunu, vücuttaki bütün stresi aldığını kaydeden Prof Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uyuduktan sonra geri kalan zamanı daha verimli değerlendirmeyi sağlar. Öğle uykusu uyuyanların uyumayanlara göre kalp krizi geçirme riski yarı yarıya düşmektedir. Çünkü uykuda beden ile birlikte ruhsal dinlenme de vardır. Fizik olarak uykusuzluğa dayanılabilir ama ruhsal olarak dayanmak mümkün değildir. Ruhsal gerilim de vücutta zararlı hormonların salgılanmasına neden olur bu da kalp krizi riskini tetikler. Eğer hafta içi gündüz uykusu mümkün değilse hafta sonu çok iyi uyumaya özen gösterilmelidir"
MÜMKÜNSE ÜÇ ÖĞÜN YEMEK YİYİN
Ramazanda öğünlerin sayısının azalmasının metabolizmayı olumsuz etkilediğini hatırlatan Prof Sönmez, "Bu nedenle özellikle kalp sağlığı açısından iftarda, ‘acıktım’, sahurda ‘acıkırım’ korkusu ile tıka basa yemek, mide ve kalbe baskı yapar, bu açıdan kişiye zarar verir. Bu nedenle iftarda da bir çorba başlanmalı bir komposto veya sütlü tatlı yedikten sonra teravih namazına gidip döndükten sonra tamamlayıcı hafif bir yemek yenmeli. Sahurda mümkün olduğu kadar tuzlu ve tatlı olmayan doyurucu değeri olan yemekler seçilmeli. Bu şekilde Ramazanda da üç öğün yemek yenmiş olacak ve vücut olumsuz etkilenmeyecektir.
Sahurda çok çay ve kahve içmeyiniz. Çay idrar söktürücü olduğu için gün içindeki susuzluğunuzu artırabilir. İftarda bol çay içebilirsiniz" diye konuştu.